| Bu köyde kendilerini haydutlardan korumaya çalışan 99 aile var. | Open Subtitles | هذه القرية تسكنها 99 عائلةَ لحماية أنفسهم من قطاع الطرق |
| Çünkü bazı insanlar kendilerini ancak onlardan nefret edenlerin gözünde tanıyabilir. | Open Subtitles | لأن بعض الناس قادرون على فهم أنفسهم من خلال من يكرههم |
| Diğer hayvanlar kendilerini korumak için taklit eder. | TED | تستخدم الحيوانات الأخرى التقليد لحماية أنفسهم من الخطر. |
| Arka planda kalan Sovyet halkı mücadeleden kendilerini alıkoyamadı. | Open Subtitles | بل أن المواطنون السوفيت لم يستطيعوا منع أنفسهم من الأشتراك فى هذا الكفاح |
| Kobra'nın güvenini kazanmak için kendilerini Scully gibi gösteren biri. | Open Subtitles | يعبر أنفسهم من كسكولي لكي يربح ثقة كوبرا. |
| Bu insanların herbiri kendilerini köprüden 2/3'ü kadar aşağıya, atmayı düşündüklerini itiraf etmiş. | Open Subtitles | كلهم إعترفوا أنهم بعد أن ألقوا أنفسهم من فوق هذا الجسر حوالي ثلثي الطريق إلى الأسفل |
| Yaşlı kadın bana öğleden sonrası... için bir eğlence ve bütün konuklarımıza da kendilerini görmeleri için bir ayna verdi. | Open Subtitles | لقد قدمت لي السيدة العجوز عصرا ممتعا ، و تم تقديم مرآة لضيوفنا ليروا أنفسهم من خلالها. |
| Bu gruptakiler kendilerini diğerlerinden ayırmayı başarmışlar, araştırmalarını gizli tutabilmek için, ama zamanla keşfedilip yokedildiler. | Open Subtitles | هذه المجموعة تمكنوا من عزل أنفسهم من أجل الآخرين لمتابعةدراستهمفي السرية, ولكنهم في نهاية المطاف اكتشفوا و دمروا. |
| Tecrübelerine göre kadınlar kendilerini nereden vurur? | Open Subtitles | أين يُطلقون النار على أنفسهم من خلال خبرتك؟ |
| Birilerinin kendilerini mideye indirmemesi için çoğu sünger zehirlidir. | Open Subtitles | للمُسَاعَدَة على مَنْع أنفسهم من أَنْ يُؤْكَلَوا العديد مِنْ الإسفنجاتِ سامّة. |
| Diğer hastalar kendilerini sanat yoluyla ifade ediyorlar, ki bu da rahatsız edici olabiliyor. | Open Subtitles | مرضى آخرين يعبرون عن أنفسهم من خلال الرسم والذي قد يكون مربكا |
| Bu kadar adamın bir kadın yüzünden kendilerini aptal durumuna düşürdüğünü hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى أبداً رجال كثيرين يستغفلون أنفسهم من أحدهم. |
| Çünkü onlar kendilerini arkadaşlar arasındaki rekabetten kaldırırlar. | Open Subtitles | لأنهم في الواقع أزالوا أنفسهم من المنافسة للحصول على رفيقة |
| Sen başını çevirdiğin an kendilerini hafızandan temizliyorlar sanki. | Open Subtitles | كما لو أنهم قاموا بمسح أنفسهم من ذاكرتك بمجرد ابعاد نظرك عنهم |
| İhtiyaçları olan tek şey kendilerini tam da ayakları alrında uzanan şeyden korumak. | Open Subtitles | كلُّ شيءٍ يحتاجونه لحماية أنفسهم من العناصر يقع تحت أقدامهم مُباشرة ً |
| Adamlarımız bu düşman karşısında kendilerini asla savunamaz. | Open Subtitles | لا يمتلك جنودنا ثمّة وسيلة لحماية أنفسهم من الخصم. |
| İnsanlar kendilerini canavarlardan korumak istiyorlar. | Open Subtitles | إن الناس يرغبون فى حماية أنفسهم من الوحوش، |
| Annesi babası ölen çocuklar bu acıdan kaçmak için kendilerini suçlarlar. | Open Subtitles | الاطفال يلومون أنفسهم من اجل تخفيف آلامهم |
| Bunu kendilerini daha büyük ejderhalara karşı savunmak için yapıyorlar. | Open Subtitles | هم يقومون بذلك من أجل أن يدافع عن أنفسهم من التنانين الضخمه. |
| kendilerini daha yüce bir amaca adadılar. | Open Subtitles | إنهم يكرسون أنفسهم من أجل القضايا الهامة عش واترك سواك يعيش؟ هل هذا هو شعارهم؟ |