| Bu sabah Arayıcı, askerlere karşı geldi. Bir kızın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | لقد وقف الساعي أمام الحراس هذا الصباح لقد أنقذ حياة فتاة |
| Raj dün Kuljit'in hayatını kurtardı. | Open Subtitles | إنه أنت راج هو الذي أنقذ حياة كولجيت أمس |
| Bu gece metroda 85 insanın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | .حسناً لقد أنقذ حياة 85 شخصاً في المترو هذة الليله |
| Kral'ın hayatını kurtaran Mordecai için yolu açın. | Open Subtitles | أفسحوا الطريق لموردخاى الذى أنقذ حياة الملك |
| Yükleyicinin kontrolünü yeniden ele geçirme çabalarınız, binlerce Amerikalının hayatını kurtardı. | Open Subtitles | مقاومة اثر الصاعق قد أنقذ حياة الالاف من الأمريكيين |
| Bir dostumun hayatını kurtardı, karşılığında ona sığınak teklif ettik. | Open Subtitles | أنقذ حياة صديق لى. عرضنا عليه الملاذ بالمقابل. |
| Kızının hayatını kurtardı! | Open Subtitles | آسف , لا استطيع مساعدتك لقد أنقذ حياة ابنتك |
| Kral'ın hayatını kurtardı. Seninle gurur duyabilirdim. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياة الملك سأكون فخوراً جداً بك |
| Salonunuzdan içeri dalan adam belki de oğlunuzun hayatını kurtardı. | Open Subtitles | الرجل الذي صدم منزلك يمكن أن يكون قد أنقذ حياة ولدك |
| Son anda oğlumun mirasçısının hayatını kurtardı. | Open Subtitles | على الأقل فلقد أنقذ حياة وريث ابني وإن لم تكن صحته |
| Kesinlikle, hiç şüphe yok ki ufaklığın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | بالتأكيد، ليس هنالك شك بأنه قد أنقذ حياة الصغير |
| Özel Ajan Barnes, Sully'yi vurdu ve Bay Donovan'ın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | العميل بارنز هزم سلي و أنقذ حياة السيد دونوفان. |
| Özel Ajan Barnes, Sully'yi vurdu ve Bay Donovan'ın hayatını kurtardı. | Open Subtitles | العميل بارنز هزم سلي و أنقذ حياة السيد دونوفان. |
| Babalarının hayatını kurtaran adam için birşeyler yapmak istediler. | Open Subtitles | أرادا عمل شئ للرج الذي أنقذ حياة والدهما |
| Deri yüzücüyü teşhis eden muhbirimizin hayatını kurtaran birini mesela. | Open Subtitles | وربما شخص أنقذ حياة عميل سرى وعرف هوية السلاخ |
| Sevgili dostumun hayatını kurtarmış olmasına rağmen yüzüğü ona vermeyi kabul etmedim ve gitmesini istedim. | Open Subtitles | فأبيت عليه ذلك وقد ذهب مستاءاً وهو الذي أنقذ حياة صديقي العزيز |
| Ya da biricik kızının hayatını kurtarmak için annenin beni evine davet ettiği geceyi? | Open Subtitles | أو ليلة ما دعتني والدتكِ لدخول منزلها، لكيّ أنقذ حياة ابنتها الثمينة |
| Hayır. Sadece yargıtay baş savcısının hayatını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا شئ أنا أحاول أن أنقذ حياة قاضية المحكمة العلي |
| - İnsanların hayatını kurtarıyorum. Sulandırmadan içerlerse mutlaka ölürler. | Open Subtitles | أنا أنقذ حياة الناس بفعلي هذا, الشراب الصافي يمكن أن يهيّج جلد الحذاء فما بالك بالبشر |
| Eğertek kişi sen değilsin kim bugün bir hayat kurtardı . | Open Subtitles | أنك لست الشخص الوحيد الذي أنقذ حياة اليوم |
| Sert adam olmak mı istiyorsun yoksa arkadaşının hayatını kurtarmamı mı? | Open Subtitles | أتريد أن تكون رجلاً صلباً، أمْ تُريدني أن أنقذ حياة صديقك؟ |
| Doktorlar muhtemelen senin otel odasında yaptıklarının kızımın hayatını kurtardığını söylüyor. | Open Subtitles | الدكتور أخبرني بأنه الشئ الذي فعلته في غرفة الفندق ." من المحتمل أنه أنقذ حياة " سوزي |
| Birkaç kişiyi kurtardı diye kendini nimetten sayan zengin bir çocuk işte. | Open Subtitles | الطفل الغني البريء الذي أنقذ حياة أشخاص قلّة في السنوات الماضية |