| İyi olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | ،ليس هذا الذي جئت من أجله أردت التأكد أنكِ بخير |
| - İyi olduğuna emin misin? - Eminim. | Open Subtitles | ستصبح الأمور على ما يرام أوثقة أنكِ بخير |
| İyi olduğuna emin olmak istedim. İçime kötü bir his doğdu. | Open Subtitles | أردت أن أتأكد أنكِ بخير لدىّ شعور سيىء |
| Olanları gördüm. Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | مرحباً , لقد رأيت ما حدث هناك أردت فقط أن أتأكد من أنكِ بخير |
| Her neyse, sadece seni aramak ve iyi olduğundan emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | على أية حال , أردت الإتصال لأتأكد أنكِ بخير |
| haber aldığınız en kısa sürede mesaj atın hepinizin iyi olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | عاودِ الإتصال بي بُمجرد تلقي رسالتي، أريد فقط أن أعرف أنكِ بخير. حسناً؟ |
| Bak, iyi olduğuna sevindim, ama bu şey... | Open Subtitles | انظرى, أنا سعيد أنكِ بخير لكن هذا الأمر... |
| - İyi olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ بخير الآن ؟ |
| - İyi olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ بخير ؟ أجل. |
| Bekleyip, iyi olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت الانتظار فقط لأتأكد أنكِ بخير. |
| Elbette. İyi olduğuna emin misin? | Open Subtitles | أجل , هل أنتِ واثقة أنكِ بخير. |
| İyi olduğuna emin misin, Aria? Canını yaktı mı? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أنكِ بخير "آريا" ألم تحاول إيذاؤك ؟ |
| Ama başka bir doktora gitsen bile yanında kalıp, iyi olduğundan emin olacağım. | Open Subtitles | لكن حتى لو تعالجتِ مع طبيب آخر سأبقى هنا , لأني أريد التأكد أنكِ بخير |
| Ama yine de seni eve kadar takip edip, iyi olduğundan emin olacağım. | Open Subtitles | و لكن ما زلت سأرافقكِ للبيت و أتأكد أنكِ بخير |
| Her neyse, iyi olduğundan etrafta sürtüp emo müzikler dinlemediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | على أي حال أرتد فقط الإطمئنان عليكِ والتأكد أنكِ بخير ولستِ جالسة تستمعين لموسيقى كئيبة ..أو ما إلى ذلك |
| Sabah iyi olduğundan emin olmak için uğrayacağım. | Open Subtitles | سأمر عليك هذا الصباح لأتأكد أنكِ بخير |
| İki hata yaptın. Kocanla konuşmana izin vereceğim. Ona, iyi olduğunu ve iyi muamele gördüğünü söyle. | Open Subtitles | سأدعكِ تتحدثين الى زوجكِ اخبريه أنكِ بخير وتُعاملى بشكل جيد |
| Kocanla konuşmana izin vereceğim. Ona iyi olduğunu ve sana iyi davranıldığını söyle. | Open Subtitles | سأدعكِ تتحدثى الى زوجكِ اخبريه أنكِ بخير وتُعاملى جيداً |
| Evden kaçmıyorsun, öyleyse sizinkilere durumunun iyi olduğunu söyle. | Open Subtitles | أنتِ لن تهربي من منزلكِ ثم تقولي لهم أنكِ بخير |
| Koç, iyi olmana sevindim. | Open Subtitles | حسناً أيتها المدربة، أنا سعيدة لسماعي أنكِ بخير. |
| Miyuki-san güvende olmana çok sevindim. | Open Subtitles | ميوكي... أنا مسرور أنكِ بخير |
| - İyi olduğunuzdan emin misiniz Bayan Wilber- - Tabii ki iyiyim. | Open Subtitles | - أنتِ متاكده أنكِ بخير سيدة ويلبرفورس بالطبع أنا بخير |
| Allah'a şükür iyisin! Dükkâna bir hırsız girmiş! | Open Subtitles | الحمد لله أنكِ بخير كان هنالك لص في المخزن |
| Oh,Bebek için gelmedik, Senin iyi olup olmadığını öğrenmeye gelmiştik | Open Subtitles | نحن لسنا هنا من أجل الطفلة نحن هنا لأننا أردنا أن نتأكد أنكِ بخير |