"أنكِ في" - Translation from Arabic to Turkish

    • da olduğunu
        
    • gittiğini
        
    Seattle'da olduğunu bile bilmiyordum ki. Open Subtitles أعني أنني لم أعلم أنكِ في سياتل
    Hâlâ USO'da olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles لا تزالين تعتقد أنكِ في "الالتزام بتعميم الخدمات"؟
    Lussier Fransa'da olduğunu biliyor. Seni bulacak ve öldürecektir ve büyük ihtimal sana yardım ettiğim için beni de. Open Subtitles "لوسيه" يعرف أنكِ في فرنسا سوف يجدك ويقتلك ومحتمل أنا أيضاً لمساعدتي إياكِ
    Eğer seni tanıyor olmasaydım, gerçekten avluda geçirdiğin zamanın hoşuna gittiğini ve Hasat Festivalinden zevk aldığını söylerdim. Open Subtitles إذا لم أكن أعرفكِ جيدا، لكنتُ أقول أنكِ في الواقع تستمعين بوقتكِ في البلاط الملكي، الاستمتاع بمهرجان الحصاد.
    Aradığında senin fotokopiye gittiğini söyledim. Open Subtitles عندما أتصل، قلت له أنكِ في غرفة النسخ
    Jordan, kurul toplantısına gittiğini biliyorum.. Open Subtitles (جوردان) ,أعرف أنكِ في طريقك لاجتماع الهيئة
    Arasan iyi olur. Çünkü Orcas'da olduğunu bilmiyor sanırım. Open Subtitles لذا ربما ينبغي لكِ أن تتصلي به لأنه لا يعلم أنكِ في جزيرة "أوركاس"
    İspanya'da olduğunu sanıyordum. Open Subtitles ظننتُ أنكِ في إسبانيا
    Baban, Afrika'da olduğunu bilmiyor mu? Open Subtitles والدكِ, لايعرف أنكِ في (أفريقيا)؟
    Roma'da olduğunu sanıyordum. Open Subtitles (لقد ظننت أنكِ في (روما
    Sinemaya gittiğini söyledin. Open Subtitles قلتِ أنكِ في السينما
    Tom gittiğini söyledi. Open Subtitles لقد قال (توم) أنكِ في طريقكِ للخروج
    Bethany'lere gittiğini sanıyordum. Karnım ağrıdı. Open Subtitles ظننت أنكِ في منزل (بيثاني)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more