"أنكِ لستِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığına
        
    • olmaman
        
    • olmadığınızı
        
    • sen değilsin
        
    • olmadığını söyledi
        
    Bunu düşünmek zor, herkesten çok benim için, ama sen bunun için hazır olmadığına göre, önümüzdeki bir kaç yıl şef onlardan biri olacak. Open Subtitles , و يصعب تخيل لي أكثر من أيّ شخص , لكن بما . . أنكِ لستِ مستعدة للحصول على تلك الوظيفة
    "Halk kütüphanesindeki ürpertici erkeklerden biri olmadığına emin misin?" Open Subtitles هل أنتِ متأكدة أنكِ لستِ مجرد رجل مخيف يجلس في مكتبة عامة
    Tablodaki eleman kadar güçlü olmaman kötü olmuş. Open Subtitles من السيء للغاية أنكِ لستِ قوية مثل هذا الرجل في الصورة
    Burada olmanın tek sebebi aslında burada olmaman. Open Subtitles والسبب الوحيد لأنك هنا هو أنكِ لستِ هنا
    Ve dışınızda her ne kadar asık ve sert de olsanız bu içinizde tam tersi olmadığınızı göstermez. Open Subtitles وبالرغم من انكِ قاسية من الخارج فلا يعني أنكِ لستِ العكس تماماً من الداخل
    Anne birşey söylemeden önce, sana şunu hatırlatmak isterim, orda kolunda bir poşet dolusu zehirle oturup, titreyen...ve, üşüme nöbetleri sırasında ısınmaya çalışan sen değilsin. Open Subtitles قبل أن تقولي كلمة أخرى يا أمي تذكري أنكِ لستِ من كانت تجلس هناك مع كيس كبير من السم يقطر في ذراعها
    Sarah bana son zamanlarda pek iyi olmadığını söyledi, ama bence, çok parlak görünüyorsun. Open Subtitles لقد أخبرتني "سارة" أنكِ لستِ على ما يرام مؤخراً و لكن بالنسبة لي تبدين متألقة
    Eğer gerçekten ırkçı değilsen, o çifte gidip ırkçı olmadığına ikna edeceksin. Open Subtitles -اسمعيني، ستقنعين الزوجين أنكِ لستِ عنصرية إلا إذا كنتِ أنت فعلاً كذلك
    Fahişe olmadığına emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدةً أنكِ لستِ عاهرة؟ لأنه هكذا يبدأ الأمر
    Sanırım senin onlardan biri olmadığına kendimi inandırmaya çalıştım. Open Subtitles إذاً ، أظن أنني كنت أخدع نفسي بظني أنكِ لستِ منهن
    Bu dünyada tek bir şeyden korkarım Steven Seagal'ın atkuyruğu olmadığına göre o da sen değilsin. Open Subtitles أنا أخاف من شيء واحد فقط بهذا العالم و بما أنكِ لستِ ذيل حصان ستيفن سيغال أنه ليس أنتِ
    Tereyağı olmadığına inanmak hiç zor olmuyor! Open Subtitles لا أواجه صعوبة في تصديق أنكِ لستِ زبدة
    O zaman, tek başına olmaman iyi bir şey. Open Subtitles من الجيد إذاً أنكِ لستِ وحدكِ
    Bunun nedeni çekici olmaman değil. Open Subtitles الأمر ليس أنكِ لستِ جذابة
    Doktor olmaman iyi bir şey o zaman. Open Subtitles من الجيد أنكِ لستِ بطبيبة إذن
    Sonra da sizin hastalarım olduğunuzu açıkladığımda herkes bir tehdit olmadığınızı anlayacak. Open Subtitles وعندمَا أكشفُ أنكم مرضايّ. الجميع سيعرف حينها أنكِ لستِ تهديدًا.
    Ama size önerdiğim doktorun yakınlarında olmadığınızı farketmeden edemedim. Open Subtitles لكنني ألاحظ أنكِ لستِ قريبة بأي حال من الطبيب الذي زكيتُـه لكِ
    Avukatı olmadığınızı söylediğinizi sanıyordum. Open Subtitles خلتُ أنكِ قلتِ أنكِ لستِ محاميتُه؟
    Ne kadar tuhaf, bana bunu söyleyen ilk kişi sen değilsin. Open Subtitles من العجيب أنكِ لستِ أول شخص يخبرني بذلك.
    Pekala, buralara yapışan bir sen değilsin gibi. Open Subtitles يبدوا أنكِ لستِ الوحيدة التي ستبقى بالجوار
    Adam az önce bu çocuğun annesi olmadığını söyledi. Open Subtitles آدم) اخبرنى للتو أنكِ لستِ أم هذه الطفلة)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more