Sanırım onu durdurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | يبدو لي أنك الشخص الوحيد القادر على إيقافه |
Bana bir şeyler oluyor. Sanırım bunu anlayabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | شئ ما يحدث ليّ وأعتقد أنك الشخص الوحيد الذي سيفهم ما يحدث ليّ |
Bana bir şeyler oluyor ve sanırım bunu anlayabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | شيءمايحدثلي, وأظن أنك الشخص الوحيد الذي سيفهم ما يكون |
Bana bir şeyler oluyor ve bunu anlayacak tek kişinin sen olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | هناك شئ يحدث لي أعتقد أنك الشخص الوحيد الذي سيستطيع أن يفهمني |
Bana bir şeyler oluyor ve ben bunu anlayacak tek kişinin sen olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك الشخص الوحيد الذي سيستطيع أن يفهمني |
Bunu söylemek kolay değil ama ben... Bence bana inanacak tek kişi sensin. | Open Subtitles | ليس من السهل قول هذا، ولكن أعتقد أنك الشخص الوحيد الذي سيصدقني |
Lafı açılmışken, özel kuvvetlerime girmeyi isteyen tek kişi sensin. | Open Subtitles | من الذي يتكلم، أنك الشخص الوحيد هنا الذي يريد أن يكون على القوة مهمتي. |
Şu dünyada güvendiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | تعلمين أنك الشخص الوحيد الذي أثق به في العالم بأكمله |
Gezegende o filmi sevmeyen tek kişi sensin biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | ماذا؟ ، أتعلم أنك الشخص الوحيد على الكوكب الذي لا يحب ذلك الفيلم |
Sorun, bilgisayara yakın olan tek kişi sensin. | Open Subtitles | المشكلة هي أنك الشخص الوحيد القريب منه |
Ama Steven, tüm kalbimle biliyorum ki, uğruna savaşmak istediğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | لكن (ستيفن) أعلم في قلبي ، أنك الشخص الوحيد الذي أرغب في المحاربة من أجله |
Güvenebileceğim tek kişi sensin, Victor. | Open Subtitles | كما تعلم، أنك الشخص الوحيد الذي أثق به يا (فكتور). |
fsociety'de yaşadığımız o derin boşluğu doldurabilecek tek kişi sensin diyerek saçmalayabilirdim. | Open Subtitles | يمكنك أن أخبرك أى كلام و أنك الشخص الوحيد الذى يمكنه ملأ الفراغ الموجود لدينا فى مجموعة (تباً للمجتمع) |
- - Sana hiç söyledim mi konuştuğum tek kişi sensin. | Open Subtitles | (رايس) - ...هل أخبرتك أنك الشخص الوحيد الذي - |