Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً! |
Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً! |
Şans, şanslı olduğuna inanmaktır. | Open Subtitles | أن تؤمن أنك محظوظاً |
Canım, çok şanslısın. Jon'un rüyalarla arası çok iyidir. | Open Subtitles | عزيزي, أنك محظوظاً جون) جيد للغاية مع الأحلام) |
Canım, çok şanslısın. Jon'un rüyalarla arası çok iyidir. | Open Subtitles | عزيزي, أنك محظوظاً جون) جيد للغاية مع الأحلام) |
Uzaklaştığın için ne kadar şanslı olduğunu söylemek için aradım. | Open Subtitles | ولكنني أتصل كي أقول أنك محظوظاً لأن طردتك |
Buraya gelip sana o kadar duygusal konuşma yapıp, oğlun Patrice'e sahip olmakla ne kadar şanslı olduğunu söylüyorum. O harika bir çocuk. | Open Subtitles | وكيف أنك محظوظاً بأن لديك"باتريس" وكم هو صبي ممتاز |
Şans, şanslı olduğuna inanmaktır. | Open Subtitles | أن تؤمن أنك محظوظاً |