C.O.B., efendim yanımızda olduğun için çok şanslıyız ve teşekkür ederiz. | Open Subtitles | من ثَمّ, أقول لك يا سيدى, أننا محظوظون بوجودك وشكراً جزيلاً. |
Öyleyse sizi aramızda gördüğümüz için şanslıyız, koç. | Open Subtitles | أعتقد أننا محظوظون لوجودك معنا أيها المدرب |
Evet, biz yeni kültürel kurumlar oluşturmak için her kaynağa sahibiz, fakat benim daha da önemli olarak bulduğum, biz ileri görüşlü liderlere sahip olduğumuz için çok şanslıyız onlar ki bu gelişmenin dışardan olamayacağına, onun içerden gelmesi gerektiğine inanıyorlar. | TED | نعم، لدينا جميع الموارد التي نحتاجها من أجل تطوير مؤسسات ثقافية جديدة، لكن ما أعتقد أنه أكثر أهمية هو أننا محظوظون جدا أن يكون لدينا قادة ملهمين يفهمون أن هذا لا يمكن أن يحدث من الخارج، يجب ان يأتي من الداخل. |
Gaddar doğası, hepimizi silip süpürmedikleri için şanslı olduğumuzun göstergesi. | Open Subtitles | طبيعته الشرسة تدل على أننا محظوظون لأنهم لم يلتهموننا جميعاً |
Gaddar doğası, hepimizi silip süpürmedikleri için şanslı olduğumuzun göstergesi. | Open Subtitles | طبيعته الشرسة تدل على أننا محظوظون لأنهم لم يلتهموننا جميعاً. |
şanslıyız Komuta gelmemize izin verdi. | Open Subtitles | أننا محظوظون أن القادة سمحت لنا بالحضور |
Burada olduğunuz için çok şanslıyız. | Open Subtitles | حسناً، واثق أننا محظوظون لوجودك هنا |
Çok şanslıyız! | Open Subtitles | حسنًا، أننا محظوظون جدًا! |