"أنها تستحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • hak ediyor
        
    • hak etmiyor
        
    • değdiğine
        
    • değer olduğunu
        
    • hak etti
        
    Angela ya bir şey bilmiyor veya Oscar'ı hak ediyor. Open Subtitles و أنجيلا لا تعرف شيئا أو أنها تستحق الأوسكار عن تمثيلها
    Müthişti ve alenen söylemeliyim ki alkışı hak ediyor. Open Subtitles لقد كانت رائعة، ويجب أن أؤكد أنها تستحق التكريم والجوائز
    Sence de bu köhne yeri 15 yıl idare ettiği için alkış ve plaketten fazlasını hak etmiyor mu? Open Subtitles ألا تعتقد أنها تستحق أكثر من من لوحة وجولة من التصفيق لمدة 15 عاما من العمل في هذا الغباء إنها ساعة وليست لوحة
    Annen bu kadar çok çalıştıktan sonra sence de cuma gecesi dışarı çıkmayı hak etmiyor mu? Open Subtitles ألا تظنين أنه بعد كل العمل الشاق الذي قامت به أمكِ, أنها تستحق قضاء ليلة الجمعة بالخروج للمدينة؟
    Bir şeylere değdiğine karar verdiğimiz nesneler, komik. Open Subtitles انه لمن الغريب الأشياء التى نقرر أنها تستحق شيئا
    Bir avukat olarak son 18 aydaki tecrübelerim bende yeni girşimci bir fikrin olgunlaşmasına neden oldu ve bu fikrin yaymaya değer olduğunu düşünüyorum. TED إن تجاربي خلال الثمانية عشر شهرًا التي مضت في عملي في المحاماة ألهمني بفكرة ريادية جديدة التي أؤمن بحق أنها تستحق النشر
    Yani, Anja boğazının kesilmesini hak etti? Open Subtitles هل تعتقدين أنها تستحق قطع عنق ؟
    - Hayatında, piyangodan köşeyi dönmeyi bekleyen bir aptaldan daha iyisini hak ediyor. Open Subtitles حسناً، أنها تستحق أكثر بكثير من شخص حقير يبحث عن مالها فحسب
    Yapma evlat,kız arkadaşın benimle tanışmak için bu kadar zahmete girdiyse.., ...Country kralıyla biraz vakit geçirmeyi hak ediyor demektir. Open Subtitles هيا, بني, إذا مرّت صديقتك بكل هذه المشاكل لتقابلني، فأظن أنها تستحق بعض الوقت
    Seni anlıyorum ama Emily'yi uzun zamandır tanıyorum ve bence doğru söylediğini düşünmemi hak ediyor yani. Open Subtitles أفهم ما تقولين لكني أعرف إيملي من وقت طويل وأعتقد أنها تستحق امتياز الشك
    - Evet. Bence bir şansı hak ediyor sayın Bakan. Open Subtitles أعتقد أنها تستحق فرصة، حضرت الوزير
    Bence bir fırsatı hak ediyor o, böylece çok daha... Open Subtitles أنا أقول... أظن فقط أنها تستحق فرصة أن تكون شئ ما أكثر من...
    Bence gerçeği bilmeyi hak ediyor. Open Subtitles أعتقد أنها تستحق أن تعلم الحقيقة
    Zindanı bir kale olabilir daha fazlasını hak etmiyor. Open Subtitles السجن يمكن أن يصبح قلعتك. أنها تستحق لا شيء اقل.
    Sence hayatında bir erkeği hak etmiyor mu? Open Subtitles ألا تعتقد أنها تستحق وجود رجل في حياتها؟
    Sence hayatında bir erkeği hak etmiyor mu? Open Subtitles ألا تعتقد أنها تستحق وجود رجل بحياتها؟
    Buna değdiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني تخيل أنها تستحق هذا
    Fazlasına bile değdiğine inanmaya başladım. Open Subtitles يصدف أني أصدق أنها تستحق هذا
    Tanrının lütfu olan bu kadar harika bir gecede görülmeye değer olduğunu düşünmüyor musun? Open Subtitles أفلا تعتقدين أنها تستحق المشاهدة... بليلة مجيدة ومباركة كهذه؟
    Ben bir çekim değer olduğunu düşündüm. Open Subtitles اعتقدت أنها تستحق المحاولة
    Bakmaya değer olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles ,أعتقد أنها تستحق البحث
    Bunu hak etti. Open Subtitles أنها تستحق ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more