Her konuda en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanıyor ama öyle değil. | Open Subtitles | تظن أنها تعرف الأفضل في كل شيء ولكنها لا تعرف ذلك حقاً |
Eminim ne yaptığını biliyordur. - O tam bir profesyonel. | Open Subtitles | أعتقد أنها تعرف ما تفعله لا بد إنها مدربة جيدا. |
- ...hiçbir yere gidemeyeceğini bilir. - Lütfen. | Open Subtitles | أنها تعرف أنها لن تذهب إلى أي مكان - رجاءً - |
-Evet ben de sizi tanıyor gibiyim | Open Subtitles | أنها تعرف بالفعل نوع سيارتك متى ذهبت لكلية الطب، وكم كلب لديك |
Hecelemeyi biliyor ama bildiğin farkında bile değil. | Open Subtitles | تعرف كيف تتهجأها، لكنها لا تعرف أنها تعرف |
Arkadaşının peşine düştüğümde, o dünyayı iyi biliyordu. O yaratıklarla nasıl baş edeceğini biliyordu. | Open Subtitles | حينما تبعت صديقتها، بدى أنها تعرف ذاك العالم وتعلم كيف تتعامل مع تلك المخلوقات |
Bu kadar küçük insan tanıdığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن أعرف أنها تعرف الكثير من الناس ومع ذالك هم نصف ناس |
Acayip bir şey. O benim hakkımda çok şey biliyor, bense hiç. | Open Subtitles | أعني مدهش أنها تعرف الكثير عني ولا أعرف شيئاً عنها |
Herhalde bunun ne kadar büyük bir hata olacağını bildiğinden. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تعرف بأن ذلك سيكون خطأً فادحاً |
Onunla ne kadar gurur duyduğumu ne kadar sevdiğimi biliyor olmalı. | Open Subtitles | لا شك في أنها تعرف كم أنا فخورةٌ بها كم أحبها |
Zaten bildiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألّا تظن أنها تعرف شيئًا عن هذا؟ |
Ana Maria, Sacci'yi öldüren katilin oldukça esmer bir kadın olduğunu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | آنا ماريا قالت للسمراء الجميلة القاتلة أنها تعرف أنها قتلت ساتشي |
Bana 'ace'in ne olduğunu bildiğini söyleyince onunla çok iyi anlaşacağımızı anlamıştım. | Open Subtitles | عندما أخبرتني أنها تعرف ما يعلى عليها, عرفت أن حارس. قهقهة] [حشد |
Ben Amazon'un herkesten daha iyi olduğunu bildiğini garanti ederim. | Open Subtitles | أنا على يقين أنها تعرف غابات الأمازون أكثر من أي شخص. |
Hemşire Greenliegh hepsi ile ilgilenmiş. Mutlaka biliyordur. | Open Subtitles | عالجت الممرضة كل واحد منهم لابد أنها تعرف |
O gün olanları biliyordur. Görüşürüz. | Open Subtitles | لابد أنها تعرف ما حدث ذلك اليوم إلى اللقاء |
Resim konusunda herşeyi bilir. | Open Subtitles | أنها تعرف كل شيء عن الرسم. |
Spencer, o kendini yıpratıcı, agrasif davranışı tanıyor. | Open Subtitles | سبنسر لقد قالت أنها تعرف التدمر الذاتي والسلوك العدواني |
Kalbimi yaraladığının farkında olmaması mı yoksa farkında olup da umursamaması mı? | Open Subtitles | إذا كانت لا تعرف أنها تفطر قلبي أو أنها تعرف و لكنها لا تهتم |
Ya Kyle'lı o öldürdü ya da ona ne olduğunu biliyordu ama bize olanları anlatmak yerine kaçmayı tercih etti. | Open Subtitles | إما قتلت كايل، أو أنها تعرف ما حدث وقد هربت عوضا عن إخبارنا |
ki bu onu kaçıranları ya tanıdığını yada beklemediği anda saldırdıkları anlamına gelir. | Open Subtitles | الأمر الذي يقود إلى أنها تعرف مهاجمها أو أنها تفاجأت |
Sanırım bir şey biliyor. Altı kız burada kayıp olduğuna göre dikkatimizi dağıtmayalım. | Open Subtitles | أعتقد أنها تعرف شيئاً، لأن هناك فتيات في عداد المفقودين، دعونا نركّز. |
Bunu yazdığımı bildiğinden hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أكن أعلم أنها تعرف أنني أكتب رواية |
Buranın içini dışını biliyor olmalı. | Open Subtitles | من المحتمل أنها تعرف هذا المجمع من الداخل تماماً |
Zaten bildiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألّا تظن أنها تعرف شيئًا عن هذا؟ |