En azından şiddetin her şeyin cevabı olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | على الأقل أنها لا تعتقد أن العنف هو الحل لكل شيء |
İki olayın bağlantılı olduğunu bile düşünmüyor. | Open Subtitles | بحيث أنها لا تعتقد بأن كلتا الحالتين متشابهات |
Burnumun biçimsiz ve dudaklarımın ince olduğunu düşünmüyor gerçi. | Open Subtitles | أنها لا تعتقد أن أنفي معوج جداً أو شفتي نحيفة جداً -من قال هذا؟ |
Onun için doğru kişi olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | أخشى أنها لا تعتقد أنك مناسب لها |
Başka biriyle olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | حسناً ، إنها... أنها لا تعتقد بانك مع شخص اخر |