Bebek yemiş köpek balığı gibi karnını deşmeye hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها مستعدة لإخراج أحشائك مثلما تتناول سمكة القرش فريستها |
İlk öldürme emrini aldığı zaman işimize dönmek için hazır olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عندما حصلت على المذكرة الأولى للقتل كنت أعلم أنها مستعدة للعودة إلى عملنا السابق |
Nişan yüzüğü bir hataya daha hazır olduğunu gösterir. | Open Subtitles | \u200fأما خاتم الخطوبة فيعني أنها مستعدة \u200fلغلطة أخرى؟ |
Herkese gerçekleri söylemeye hazır olduğu için biz de buna ayak uyduracağız şimdi. | Open Subtitles | والأن أنها مستعدة لأخبار العالم كله بالحقيقة يجب أن نواسيها |
Mavi ışık çekmeye hazır olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | الضوء الأزرق يعني أنها مستعدة كي تسحب |
Mesafeyi koru ve alaşağı edilmeye hazır olduğundan emin ol. İki; | Open Subtitles | نبقى بعيدين، ونحرص فحسب على أنها مستعدة لتحمّل اللوم. |
Sana önerim ilk olarak, buluşmaya hazır olduğundan emin ol. | Open Subtitles | ... نصيحتي لك هي مبدأياً تأكد أنها مستعدة لمقابلتك |
Şöyle söyleyeyim, bizim kız hazır olsa bile bu herif daha harekete geçmedi ve bizimki geçeceğini de sanmıyor. | Open Subtitles | أنا أقول لك، حتى ولو أنها مستعدة هذا الرجل لا يصعد ما يقدمه ولا تعتقد بانها هي ذاهبة |
hazır olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنها مستعدة |
Ölmeye hazır olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فأخبرتني أنها مستعدة للموت |
hazır olduğunu düşündüğünde bana haber verir misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أنها مستعدة لذلك؟ |
Onun buna hazır olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنها مستعدة لذلك |
Buna hazır olduğundan emin misin? | Open Subtitles | -أواثق أنها مستعدة لهذا؟ |
- İnan bana, kız hazır. | Open Subtitles | صدّقني , أنها مستعدة |