yalan söylüyorlar. Bırak Drazak hesaplarını görsün. | Open Subtitles | أنت تعرف أنهم يكذبون لماذا لا تتخلص منهم ؟ |
Bu insanları tanıyorsun, para için yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | عليك أن ترى هؤلاء الناس ، أنهم يكذبون للحصول على المال |
Beni Los Angeles'a yolla, Sully hakkında yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | أريدك أن ترسلني الى لو أنجيلوس أنهم يكذبون بشان سلي. |
Ama bence birbirlerine yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنهم يكذبون على بعضهم البعض |
Büyüklerin sana her şeyin yolunda gideceğini söylediğinde endişe etmemen için yalan söylediklerini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعرفين عندما يقول لكِ الكبار أن كل شيء سيكون على مايرام وتعلمين أنهم يكذبون لحمايتكِ - نعم - |
Onları tanımıyorum bile. yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | لا أعرفهم حتى أنهم يكذبون |
yalan söylüyorlar. Gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | ـ أنهم يكذبون ـ لقد رأيت ذلك |
Efendim, onlar yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | سيدي، أنهم يكذبون. |
Mahesh, onlar yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | ماهيش، أنهم يكذبون. |
Bebeğim, yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | الطفل، أنهم يكذبون. |
- Anne, dur, yalan söylüyorlar! | Open Subtitles | -توقفي يا أمي، أنهم يكذبون ! |
yalan söylüyorlar. Tyler, Tyler... | Open Subtitles | أنهم يكذبون عليكِ ... (تايلر)، (تايلر) |
yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | أنهم يكذبون |
yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | أنهم يكذبون. |
yalan söylüyorlar. | Open Subtitles | أنهم يكذبون |
Çünkü, müttefiklerine size yalan söylediklerini söylemiş olursunuz. | Open Subtitles | لأنك ِ في هذه الحالة ستذهبين ! لحلفائك لتخبريهم أنهم يكذبون |
İnsanlara tütün ve kanser hakkında yalan söylediklerini bildikleri halde gece rahat bir şekilde nasıl uyuyabildiler ve o tütün ürünlerinden nasıl kâr edebildiler? | Open Subtitles | كيف يمكن لهؤلاء الأشخاص النوم في الليل لسنوات ويعرفون أنهم يكذبون بشأن التبغ والسرطان ومايزالوا يضخون منتجات التبغ إلينا |