Dünya'yı bir araya getirmeye yardım ediyor, ve bence bu balık kesinlikle geleceğin balığıdır. | TED | اذا كان يساعد على توحيد العالم، وأعتقد أنه بالتأكيد الأسماك في المستقبل. |
kesinlikle uzaktan yönetilen bir sonda, ya da öyle birşey. Hafıza kapasitesi çok geniş. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد من نوع مختلف ذو قدرة ذاكرة هائلة |
O halde o sırada kesinlikle burada bulunmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | إذاً نعلم أنه بالتأكيد لا يفترض أن يكون هنا |
kesinlikle bu çevrede cennetten bir köşe olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر أنه بالتأكيد يوجد بقعة مثالية هنا في مكان ما |
kesinlikle nelerden hoşlandığını bilmen önemli, ama şunu düşünmelisinki... | Open Subtitles | حسنا، أنه بالتأكيد مهم أن تعرفي ماذا تريدين ، لكن من المهم أن تعرفي |
Onların yakın olmadıklarını kesinlikle biliyor. | Open Subtitles | أعني أنه بالتأكيد يعلم أنهما لم تكونا صديقتان |
kesinlikle orada olmadığının doğru olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | قصدي، أنني أعلم حقيقـة أنه بالتأكيد غير موجود هناك، حسناً؟ |
Resepsiyon odasına kesinlikle yerleştiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول مكتب الاستقبال أنه بالتأكيد حجز هذه الغرفة |
kesinlikle bu bölgede. Tekrar ediyorum. kesinlikle bu bölgede. | Open Subtitles | بالتأكيد في هذه المنطقة, أعـُـيد أنه بالتأكيد موجود هنا |
Burada kesinlikle bulunması gereken bir şey vardı demek oluyor yani. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه بالتأكيد كان يوجد شيء مهم هنا. |
Teknik olarak hala sınırlar içinde, ama evet, kesinlikle uzak. | Open Subtitles | من الناحية الفنية تظل داخل حدود المدينة لكن، نعم، أنه بالتأكيد بعيد عن الحضر |
kesinlikle daha önce görmediğimiz bir şey. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد شيء لم يسبق وأن رأيناه من قبل. |
Sonra yıldızlara bakar yer çekimini ne kadar anladığmız hakkında yazılar okurdum. Bu iki sistemin kesiştiği zarif bir yöntemin kesinlikle var olması gerektiğini düşünürdüm. | TED | وبعدها انظر الى النجوم ، وأقرأ عن مدى فهمنا للجاذبية، وأفكر أنه بالتأكيد لابد من وجود طريقة أنيقة لتداخل هذين النظامين بهذا التناغم. |
kesinlikle iyi bir yürüyücü. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد هذا الماشي البارع |
Nedir o ? kesinlikle Koca Ayak değil. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد ليس القدم الكبيرة |
kesinlikle yılan ısırığı. Orası kesin. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد عضة ثعبان لا يوجد شك بهذا |
Arthur için kesinlikle çok geç. | Open Subtitles | أنه بالتأكيد متأخر جداً بالنسبة لآرثر. |
kesinlikle bir erkeğin olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا أخمّن أنه بالتأكيد ليس رجل. |
Luke, onun aldığı hatıralıkları kesinlikle sakladığını söylüyor. | Open Subtitles | لوك يقول أنه بالتأكيد يخفي شيئاً ما |
kesinlikle reginitis pigmentosa* safhasına geçiş yapmış. | Open Subtitles | فيبدو أنه بالتأكيد قد انتقل إلى مرحلة "رينايتز بيغمينستموسا". |