Ordunun arkadaşı olduğunu herkes biliyor ama ortada onu ilişkilendiren bir şey yok. | Open Subtitles | معلوم شائع أنه صديق للجماعة ولكنه بلا سجل إجرامي |
Onun komutanın arkadaşı olduğunu biliyorum ve ondan hoşlanıyor gibi davranmamız gerektiğini de ama o maymun boynuma bir bıçak dayadı. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه صديق القائد، وأعلم أننا من المفترض أن نتظاهر بمحبته. لكن هذا القرد قد وضع سكيناً على رقبتي. |
Birden fazla yerde babasının bir arkadaşı olarak geçiyor. | Open Subtitles | تم ذكره في أكثر من مناسبة على أنه صديق لوالدها. |
Hatta senin arkadaşın olduğunu ve seninle konuşmak istediğini söyleyen birisi var. | Open Subtitles | لدي شخص على الهاتف يقول أنه صديق لك ويريد محادثتك |
Doğrusu, arkadaşım olduğunu düşündüğüm biri tarafından haksızlığa uğradım. | Open Subtitles | في الحقيقة , أنا مظلومة من قبل شخص أعتقدت أنه صديق |
O bir arkadaş. Ben bu zor dönemden geçerken, bana destek oluyor. | Open Subtitles | أنه صديق أنه يساعدني ويساندني في عبور هذا |
- Hayır sadece çok özel bir arkadaşı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | - لا، لقد قالت فقط أنه .. صديق خاص للغاية. |
Bay Owen'dan ev partisine katılmamı isteyen bir mektup aldım, benim çok eski ve saygın bir dostumun arkadaşı olduğunu iddia ediyordu, ve o da burada olacaktı. | Open Subtitles | تلقيت رساله من مستر أوين .. يسألنى الحضور لحفله فى منزله و إدعى أنه صديق ... ... لصديق قديم و عزيز علىَ جدا |
Babamın arkadaşı olduğunu söyleyen bir yabancıyla karşılaştım. | Open Subtitles | كان هناك شخص غريب ادّعى أنه صديق لأبي. |
- Onun arkadaşı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه صديق لها |
Nate'in bir arkadaşı getirmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه صديق لنايت أتى مبكراً |
Marie'nin bir arkadaşı. | Open Subtitles | ـ قلت لكِ أنه صديق ماريا |
Hatta senin arkadaşın olduğunu ve seninle konuşmak istediğini söyleyen birisi var. | Open Subtitles | حسنا لدي شخص على الهاتف يقول أنه صديق لك ويريد محادثتك |
Barry'nin arkadaşın olduğunu biliyorum ama buralarda genelde arkadaşlar düşmanlardan daha çok sorun çıkarır. | Open Subtitles | أعلم أنه صديق لك, لكن, عادة ما يخلق الأصدقاء هنا مشاكلاً أكثر من الأعداء |
Benim eski bir arkadaşım olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أنه صديق قديم لي , صحيح؟ |
Tanrı'nın görünmez arkadaşım olduğunu ima etti. | Open Subtitles | إنها تشير للرب على أنه صديق غير مرئي |
Sorun yok, O bir arkadaş. | Open Subtitles | حسناً، أنه صديق |
Leydi Lucas biraz önce onun Bay Bingley'in çok eski bir dostu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | السيد ة لوكاس تقول أنه صديق السيد بنجلى |
Biliyorum, eski bir arkadaşın ama ille kamu avukatı tutman gerekmiyor. | Open Subtitles | أعلم أنه صديق قديم لك، لكن لا عليكَ أن تكتفي بمحامٍ عام |
- Çok özel bir arkadaş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه صديق مميز جدا |