Bir de laboratuvar teknisyeni onu acilen araman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وأيضاً، فنية المختبر تقول لكِ أنه عليكِ الاتصال بها بسرعة |
Sizin ait olduğunuz yere, İngiltere'ye dönmeniz gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال أنه عليكِ العودة إلى الديار إلى إنجلترا إلى حيث تنتمين |
Her neyse, bilmen gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | على أية حال، ظننتُ أنه عليكِ أن تعرفي ذلك |
Tabii ya, bunun için konuşma hazırlaman gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | هذا صحيح، لم أكن أعرف أنه عليكِ كتابة خطاب لهذا. |
Öğrencime vurduğunuz için, sizin de özür dilemeniz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد أنه عليكِ أن تعتذري لضربكِ تلميذي. |
Başka bir birlik bulman gerektiğini bilmelisin. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تعلمي أنه عليكِ العثور على صحبة أخرى |
Onu buradan uzak tutman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنه عليكِ أن تخرجيه من هنا |
Dr. Torres, önce bir kaç test yapmamız gerektiğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تظنين أيتها الطبيبة (توريس) أنه عليكِ اجراء بعض الاختبارات أولاً؟ |
Babam, usulüne göre öğrenmek için, acı çekmek gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أبي يقول أنه عليكِ أن تعاني حتى تتعلمي |
Gwendolyn, gerçekten birazcık rahatlaman gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنُ أنه عليكِ ان تُهدأي أعصابكِ قليلاً |
Buraya dönmen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليكِ الرجوع إلى هنا |
- Onunla ateşkes görüşmesi yapman gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | (جون) قال أنه عليكِ التفاوض على هدنة معه |