Sana nasıl yalan söylediğini sana nasıl ihanet ettiğini bana anlattığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | هذا طريف، لإنني أتذكر قولك لي آنفاً... كيف أنه كذب عليكي وخانكِ، |
Aldığı ilaçlar hakkında yalan söylediğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أنه كذب علينا بشأن الأدوية التى يأخذها |
Sanırım herkese yalan söyledi. Kendi dahil. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أنه كذب على الجميع بما فيهم نفسه |
Söylediğim hiçbir şeyin yalan olduğunu ispatlayamaz. | Open Subtitles | ليس هناك أي شيء قد قلته تستطيع برهنت أنه كذب. |
Onları korumak için yalan söylemiş olmalı. Onları kimse avlamasın diye. | Open Subtitles | لابد من أنه كذب لكي يحميهما لكي لا يحاول أحد اصطيادهما |
Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام |
Steve'in benim için yalan söylediği ortaya çıktı, maaşından para kesildi. | Open Subtitles | , تمّ كشف حقيقة أنه كذب لصالحي , وتغرّم عدّة أيام |
Yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اصدق أنه كذب علي بهذه الطريقة |
Emimin harcamaları hakkında da yalan söylemiştir. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنه كذب بخصوص هذه المصروفات و ينفق المال مثل المجنون |
Ancak onun yalan söylediğini anlamasına imkân yok. | Open Subtitles | لكنها لا تملك أي وسيلة لتعرف أنه كذب |
- Bir şekilde Antoine'ı buldu. Ne yaptığını bilmiyorum ama, bana yalan söylediğini ve... | Open Subtitles | لقد نجح في الوصول لمكان "أنطوان لا أدري مايفعل ولكني اعلم أنه كذب علي |
O zaman yalan söylediğini halka açık duruşmada kabul edecek. | Open Subtitles | إذن عليه أن يعترف أنه كذب في المحكمة |
Dur yalan söyledi biliyorum ama bunca zaman o sadece bizi korudu anne sadece bizi | Open Subtitles | إنتظر ،،،،أعلم أنه كذب لكنه كان طوال الوقت يحمينا يا أمى |
Fikrimizi çaldı. 1 .5 ay boyunca yüzümüze yalan söyledi. | Open Subtitles | نعرف أنه سرق فكرتنا نعرف أنه كذب أمام أوجهنا لمدة شهر ونصف |
Ama geçmişine bakmaya başlarsa bunların bir yalan olduğunu anlayacaktır. | Open Subtitles | لكني أظن أنه كل ...ما بحثت في ماضيها كل ما ستدرك أنه كذب |
Sana bunu söyleyemem, çünkü yalan olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا أستطيع أخبارك بهذا لأنك تعرف أنه كذب |
Bana yalan söylemiş olması umurumda değil esas bana güvenmeyip kaçması mesele. | Open Subtitles | عنه. ليس من المهم أنه كذب كان عليه الوثوث بي لا أن يهرب. |
Sanırım ona hayatı boyunca yalan söylemiş. | Open Subtitles | أعتقد أنه كذب عليها طوال حياتها |
Sana yalan söylemesi Will Graham'e gerçeği söylediğine dair şüphelerimi ortadan kaldırıyor. | Open Subtitles | واقع أنه كذب عليك يجعلني أكثر تيقنا من قوله الحقيقة لويل جراهام |
Alex'e kadına baktığı için kızgın bile değilim bana yalan söylemesi sinirimi bozuyor. | Open Subtitles | تعرفون، أنا لستُ حتى غاضبة أن (أليكس) تفحّص تلك الفتاة أنا متضايقة فحسب أنه كذب بخصوص ذلك |
Bu konuda da yalan söylediği anlamına gelmez ki bu. | Open Subtitles | وهذا لا يعني بالضرورة أنه كذب حول هذا الموضوع |
Babam hep bizimle hiç irtibata geçmeye çalışmadığını söylerdi, ama kendimi merak etmekten alıkoyamıyorum, bunca şey hakkında yalan söylediği için... | Open Subtitles | قال أبي أنها لم تحاول ...الاتصال بنا أبداً ..ولكن لايسعني إلا أن أتسائل ...بما أنه كذب حول الكثير من الأمور |
Elimde yalan söylediğine dair kanıt var. | Open Subtitles | كلا، عندي إثبات أنه كذب علي، حسناً؟ |
Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه كذب علي |
Eminim sizede aynı şekilde yalan söylemiştir. | Open Subtitles | أنا واثق أنه كذب عليك أنت أيضاً |