"أنه لديه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • vardır
        
    • olduğuna
        
    • onun
        
    • vardı
        
    Ouellette, Crandall'a buraya bir uçuş daha yapabilecek zamanı olduğunu söyle. Open Subtitles ويليت، أخبر كراندال أنه لديه وقت للطيران هنا.. نعم يا سيدي.
    Chad arayıp iptal etti. Yapması gereken işler olduğunu söyledi. Open Subtitles تشاد اتصل لالغاء الموعد قال أنه لديه شئ اخر لفعله
    Performans testler son derece yüksek bir IQ'sunun olduğunu gösteriyor. Open Subtitles اختبارات أدائه تشير الى أنه لديه مستوى ذكاء عالى للغايه
    Eminim, tek görevi kral osurduğunda suçu üzerine almak olan bir uşağı vardır. Open Subtitles أراهن أنه لديه خادم مسؤوليتة الوحيدة أن يتحمّل اللوم عن الملك لإطلاقه الريح
    Taylor, Dr. Bull'un seni elinde sihirli bir formül olduğuna, jürinin gerçekleri görmek yerine seni muaf tutacağına inandırdığını biliyorum. Open Subtitles تايلور،أعلم أن دكتور بول قد أقنعك أنه لديه تركيبة سحرية من نوع ما ستجعل المحلفين يتخطون الوقائع و يقومون بتبرئتك
    Sen de buraya dönüp bu adama bir müşterisinin olduğunu söyledin, öyle mi? Open Subtitles تأتي إلى هُنا وتُخبر ذلك الرجل أنه لديه زبون ، أليس كذلك ؟
    Biri beni aradı, uyuyordum. Bir tır iş olduğunu söyledi 1500 dolar vereceğini söyledi. Open Subtitles شخصاً ما هاتفنى وأيقظنى وقال أنه لديه أشياء لأقوم بتوصيلها.
    Biri aynı telefon şirketinde çalışan bir kardeşi olduğunu söylemişti. Open Subtitles ولكن ثمة شخص أخبرنى أنه لديه أخ يعمل فى نفس شركة التليفون
    Sırrı olduğunu var sayarsak. Olmayabilir de. Open Subtitles أعني لو افترضنا أنه لديه سر ربما ليس لديه سر
    Ouellette, Crandall'a buraya bir uçuş daha yapabilecek zamanı olduğunu söyle. Emredersiniz efendim. Open Subtitles ويليت، أخبر كراندال أنه لديه وقت للطيران هنا..
    Salonda, bir parçamın onun olduğunu hissettim. Open Subtitles في صاله الالعاب , أحسست أنه لديه شبه مني
    - Bir cep telefonu olduğunu düşünmemiştim. - Bir yerlerden almış olmalı. Open Subtitles لا أعتقد أنه لديه هاتف - ربما تخلص منه بمكان ما -
    Onu Arayıp Etrafı Araştıracak Akrabaları olduğunu Sanmıyorum Open Subtitles لا أعتقد أنه لديه أي أقارب قد يأتون باحثين عنه
    Onu aramaya gelecek akrabaları olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنه لديه أي أقارب قد يأتون باحثين عنه
    Elinde, Jodi'nin evinde çekilmiş fotoğraflar olduğunu söyledi. Open Subtitles واخباره أنه لديه بعض الصور من ظهوره فى شقه جودى
    İçeride casusları olduğunu düşündüğün adam. Open Subtitles وهذا من تعتقد من أنه لديه عملاء في الحكومة؟
    Hmm. Yaptırdığını söylüyor ama henüz nerede olduğunu bulamadım. Open Subtitles حسناً ، إنه يقول أنه لديه ولكنني لم أجده بعد
    Koca medeniyetleri yok edecek kadar güçlü olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نعلم أنه لديه قوة تكفي لتدمير حضارات بأكملها
    Bunlara dayanarak belki yaşayan akrabaları vardır. Open Subtitles يبدو أنه لديه أحفاد يعيشون بالقرب من هنا
    Her ne olursa olsun, bir uçağı yok etme gücüne sahip olduğuna inanıyordu. Open Subtitles ضد كل الأسباب هو آمن أنه . لديه القدرة ليدمّر طائرة
    onun hakkında öğrendiğim tek şey acıya karşı dikkate değer bir dayanıklılığı olduğu. Open Subtitles أعني , أن الشئ الوحيد الذي تعلمته منه أنه لديه تحمل رائع للآلام
    Gerçi sadece boynunda ufak bir beyaz benek vardı. Open Subtitles بالرغم من أنه لديه يقعة بيضاء صغيرة على عنقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more