"أنه يصعب" - Translation from Arabic to Turkish

• zor olduğunu
• zor olmalı

Mesela bazılarımız düzgün işlemeyen devlet sistemlerini düzeltmenin çok zor olduğunu düşünmeye meyillidir.
حيث يميل بعضنا مثلاً إلى الاعتقاد أنه يصعب جدًّا تحويل الأنظمة الحكومية الفاشلة.

Doğru, çantanı taşırken yürümenin zor olduğunu unuttum.
صحيح، نسيت أنه يصعب عليك حمل شئ مع المشي

Kabul etmenin zor olduğunu biliyorum,..
أعلم أنه يصعب عليك تقبل ذلك لكنا أقل منهم

"Tuzun başka bir adamın ekmeğinin tadı olduğunu ve başka bir adamın merdivenlerinden inip çıkmanın ne kadar zor olduğunu göreceksin. "
و ستجد بان الملح هو طعم خبز رجل آخر و أنه يصعب صعود و نزول درج رجل آخر

Yine de evinizi öylece bırakmak, sizin için çok zor olmalı hayatım.
رغم ذلك لابد أنه يصعب عليك التخلي عن منزلك

Tek başına çocuk büyütmek gerçekten zor olmalı.
لابُدّ أنه يصعب عليك تربية ابنتك بمفردك

- Sorun değil. Yetiştirilme şeklin yüzünden duygularını göstermenin zor olduğunu biliyorum.
لا مشكلة أعرف أنه يصعب عليك إظهار مشاعرك

Claire, şu anda bana güvenmenin senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
..كلير"، أعلم أنه " يصعب عليك أن تثقين بي الآن

Ve bunu duymanın senin için çok zor olduğunu biliyorum.
و أعرف أنه يصعب عليك سماع ذلك

Şu anda hayal etmenin bile zor olduğunu biliyorum.
أعرف أنه يصعب تخيل هذا

Senin için bu konuda konuşmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum ama, annen seni en son nerede sikti?
أعرف أنه يصعب عليك التحدث بالأمر، لكن متى آخر مرة قامت أمك بإتيانك؟ في (بيست باي)

Bunu kavramanın zor olduğunu biliyorum.
أعلم أنه يصعب إستيعاب الأمر

Yüce Ragnar Lothbrok'un gerçek vârisinin kötürüm ve dışlanmış biri olduğunu kabullenmenin senin için zor olduğunu anlıyorum.
أتفهم أنه يصعب عليك تقبل حقيقة أن الوريث الحقيقي لـ(راغنار لوثبروك) العظيم هو منبوذ، وعاجز

Manhattan adasının tümünü ormanlarla kaplı hayal etmek, bu insanlar için zor olmalı.
‏‏لا بد أنه يصعب على الناس ‏تخيل جزيرة "مانهاتن" كغابة. ‏

Biliyor musun Oliver 3 cep telefonun var bunlara bakmak zor olmalı.
كما تعرف يا (أوليفر)، رغم أنك تملك ثلاث هواتف نقالة، إلا أنه يصعب الاتصال بك.