"أنّهُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu
        
    • bir
        
    Ama bu yaptıklarım için bir nedenim olduğunu bilmelisin. Open Subtitles لكن، أردتُكِ أن تعرفى أنّهُ كان لدىّ أسباب لما فعلتُه
    Pulmoner embolisi olmadığını, iç kanaması olduğunu anlayamadım. Open Subtitles أنّهُ لم يصب بصمّةٍ رئويّة بل كان ينزفُ داخل جسده
    Köpeğin ulaşabileceği bir yere yiyecek ya da içecek koyma ihtimallerinin ne kadar olduğunu sordum. Open Subtitles سألتهُ فيما إذا كان هناك احتمالٌ أنّهُ وضعَ طعاماً أو شراباً في متناول الكلب
    Eğitmenim oranın helikopter koymak için aptalca bir yer olduğunu deyip duruyor. Open Subtitles مُهندس الإنشاء قال أنّهُ مِن السخف بناء مَرفأ طائرات هُنا.
    Ancak unutma ki o bir erkek... ve bekar... inançsız birinden korkarım. Open Subtitles لكن تذكّري أيضاً أنّهُ رجل .. أعزب .. و أخشى أنّه مُلحد.
    Adresi verdiğinde kilise olduğunu fark etmemiştim. Open Subtitles عندما أعطيتني العنوان، لم أعلم أنّهُ لكنيسـة
    Deprem gibi huzur bozucu bir durumun ardından nasıl olduğunu kesin olarak bilebilir miyiz? Open Subtitles هل سنضمن أنّهُ سيجري جيّدًا خاصة بعد الهزة الأرضية ؟
    Bazen askeri gücün gerekli olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أظنّ أنّهُ في بعضِ الأحيان القوّة العسكرية ضرورية.
    Bunun biraz fazla psikoljik olduğunu düşündüler. Open Subtitles لقد اعتقدوا أنّهُ تحليل نفساني إلى حد كبير.
    Hakkındaki gerçeği bilen tek kişinin o olduğunu hatırlatmama gerek var mı? Open Subtitles أيجبُ أن أذكرك أنّهُ الرجلُ الوحيد الّذي يعرف سرّك ؟
    Demek istediğim, uzun lafın kısası tabancayı cipin koltuğunda bırakmamın benim kabahatim olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles إذا، لـ تلخيص القصّة قالوا أنّهُ خطئي لأني تركتُ البندقية على كرسي السيّارة
    Ben de esas kabahatlinin, onun üstüne oturan generalde olduğunu söylüyorum. Open Subtitles قلتُ لهم أنّهُ خطأُ الجنرال لأنّهُ جلس عليها.
    Sana Gözcüleri yenmende yardım etmek istediğini söyledi. Bunun çok önemli olduğunu anladım demişti. Open Subtitles لقد قال أنّهُ أراد أن يُساعدُكَ في هزيمة المُلاحظين وأنّه أدركَ مدى أهمّية ذلك.
    Yakın zamana kadar burada olduğunu bilmiyordum Majesteleri. Open Subtitles أنا لم أعلم أنّهُ كان هنا إلاّ مؤخــــراً، سعادتك
    Kaç tane adamı olduğunu düşünüyorsun? Open Subtitles كم عدد الرجال الذينَ تعتقد أنّهُ لديه هناك؟
    Bu bir tahliye nedeni, Bunun yasadışı olduğunu bilmiyormusun? Open Subtitles هذا يتسبب بالطرد لك بالإضافة إلي أنّهُ غير قانوني.
    Suçlayan kişi haksız olduğunu anlayınca kendi işine bakmalıdır. Open Subtitles عندما يدركُ المُتّهمُ أنّهُ كان مُخطئًا وكان من المُفترض أن يهتمّ بشأنه الخاص.
    Sana hareket edemeyecek halde olduğunu söylemiştim. Open Subtitles أخبرتُكَ أنّهُ لا يقدر على الحركة تحت أيّ ظرف
    Eğer söylemezsem hiç bir şey yapmazsın da ondan! Tam olarak ne kadar kalmış? Open Subtitles لأنهُ يبدو أنّهُ إذّ لمُ أخّبرُكَ ماذا تفّعل فلنّ تفّعلَ شيّئاً على الإطلاق
    Aslında biraz ürpertici ailenin tek çocuğu olan genç bir adam trajik bir kazada anne ve babasını kaybediyor doğumgününden bir ay önce ve en iyi arkadaşı ona bir yemin ediyor bir daha hiçbir doğum gününü yanlız geçirmeyeceğine dair. Open Subtitles فالحقيقة أظن أنّهُ غريب عندما يكون هناك فتى صغير بلا إخوة أو أخوات يفقد كلا والديه في حادث مروع قبل شهر من يوم ميلاده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more