"أنّه لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığını
        
    • olmadığına
        
    • olmayacağını
        
    • olduğu
        
    • olmadığı
        
    • olmaması
        
    • etmediğini
        
    Ve zayıf bir noktasının olmadığını anladım. Sonra seninle tanıştım. Open Subtitles وعندما خلصتُ أنّه لا توجد لديه مواطن ضعف، التقيتُك حينها
    Böyle koruyacaksınız. Canavar dostun korunacak bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles صديقك الوحش قال أنّه لا يوجد هناك ما نحميها منه
    Çocuk kaçırmaktan daha iğrenç bir suç olmadığını ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles وكلانا يعرف أنّه لا توجد جريمة أكثر شناعة من سرقة طفل
    Jimnastik antrenmanlarının ne kadar çılgınca olduğunu görmediniz mi? Şimdiye dek olmadığına şaşırdım. Open Subtitles ألم تروا الأمور الجنونيّة التي يؤدّيها هؤلاء المُتخصصين بالجمباز، مندهشة أنّه لا يحدث في أكثر الأحيان
    Polise haber vermeyin demişlerdi. Belki de polisin olmayacağını sanacak kadar aptallardır. Open Subtitles وربّما هم أغبياء بما فيه الكفاية ليعتقدوا أنّه لا توجد هناك شرطة
    Ama kocamın kuzeni olduğu için ona yardım etmesi gerektiğini söyledi. Open Subtitles لكن بمـا أنه إبن عم زوجي فأخبره أنّه لا بدّ أن يساعده
    Sonra kendini beş çocuk babası olarak buldu kendi çocukları olmadığı halde. Open Subtitles بعد ذلك وجد نفسه أب لخمسة أطفال مع أنّه لا يستطيع الإنجاب
    Cinsellik ile deney yapmanın yolu olmaması çok kötü. Open Subtitles من السيء للغاية أنّه لا توجد هناك وسيلة للتجربة مع النشاط الجنسي
    Hayır, güvenlik ekibi, bilgileri haricinde kızın buradan çıkmasının mümkün olmadığını söyledi. Open Subtitles كلا ، يقول الأمن أنّه لا يمكنها أن تغادر الملكيّة دون علمهم
    Randevum yok ama ablam yardım istemekte utanacak bir şey olmadığını söyledi. Open Subtitles ليس لديّ موعد، ولكن أختي تقول أنّه لا عيب في طلب المساعدة.
    Hayalet diye bir şey olmadığını bir kaç gerekçeyle kanıtlamamış mıydık? Open Subtitles ألم نثبت في مناسبات عديدة أنّه لا يوجد ما يُسمى بالأشباح؟
    Gizli Servis korumasına ihtiyacı olmadığını bilecek kadar uzun süredir. Open Subtitles فترة طويلة كافية لأعرف أنّه لا يحتاج لحماية الخدمة السريّة.
    Yani Art'la bir şeyleri düzeltmenin bir yolu olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles إذن أنتِ تقولين أنّه لا توجد طريقة لإصلاح الأمور مع آرت؟
    Adaya gelmeden önce ne olduğumuzun bir önemi olmadığını öğrendim. Open Subtitles أدركت أنّه لا يهم ماذا كنّا قبل مجيئنا على الجزيرة
    Ekibin öncü uçuş yazılımını geliştirmesine liderlik etmişti, bu yüzden bu görevde hataya yer olmadığını biliyordu. TED إذ قادت الفريق لتطوير النظام البرمجي المميز الموجود في المركبة، وكانت تعلم أنّه لا مجال للخطأ في هذه المهمّة.
    Bana Del Boca Vista'da bir tane bile daire olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles أتقول لي أنّه لا توجد هناك شقّة متوفرة في "ديل بوكا فيستا"؟
    Yasak aşklarında hiçbir utanç olmadığını söyledi. Open Subtitles قال أنّه لا يوجد أيّ عار في حبّهم المحرّم
    Yarım gün kaybedeceksiniz, ama iyi olmak için pek acelesi olmadığına eminim. Open Subtitles ستهدرون نصف يوم، متأكد أنّه لا عجلة في أن يتعافى
    Neden bahsettiğine dair hiçbir fikrim olmadığına eminim. Open Subtitles مُتأكّد أنّه لا فكرة لديّ عمّا تتحدّثين عنه.
    Bize hiçbir şey olmayacağını düşünmek saflık olur. Open Subtitles يجب ألاّ نكون سذّجاً فنعتقد أنّه لا يمكن أن يصيبنا شيء
    Richard'ın söylediği son şey hepimizin cehennemde olduğu ve şimdi ne yapmamız gerektiği konusunda bir fikrinin olmadığıydı. Open Subtitles أنّنا جميعاً في الجحيم، و أنّه لا فكرة لديه ماذا يُفترض بنا أن نفعله
    Uyku tutmuyor çünkü insanoğlu için elinden gelen bir şey olmadığı sonucuna vardı. Open Subtitles لا يستطيع النوم بسبب لأنّه استنتج أنّه لا يمكنه فعل شيء حيال البشر
    Problemin evde ceset olmaması mı? Open Subtitles إذن المشكلة التي تعانين منها أنّه لا توجد جثة في منزلكِ؟
    Kırık yüzünden pelvis damarlarından bazıları parçalanmış ama tarama sonucu kanamanın devam etmediğini gösteriyor. Open Subtitles لكن نتائج الأشعّة أظهرَت أنّه لا يوجد نزيف نشِط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more