"أنّه لمْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ki
        
    • söyledi
        
    Ayrıca biliyoruz ki evdeki kamera kayıtları hiç eve gitmediğini gösteriyor. Open Subtitles ونعلم أنّ سجلاّت أمنه المنزلي تُظهر أنّه لمْ يصل هناك قط.
    Ama ikimiz de biliyoruz ki seni mutfağıma getiren şey bir hançer değildi. Open Subtitles لكنْ كِلانا يعرف أنّه لمْ يكن الخنجر هو ما أتى بك إلى مطبخي
    Tüm nişanlı adamlar adına umarım ki bu bir yüzük değildir. Open Subtitles للرجال المخطوبين في كلّ مكان، آمل فحسب أنّه لمْ يكن الخاتم.
    Çıkmaya başladıktan bir ay sonra bana yalan söylemeye daha fazla dayanamadığını söyledi. Open Subtitles بعدما بدأنا المُواعدة بشهرٍ واحد، أخبرني أنّه لمْ يعد يتحمّل الكذب عليّ بعد الآن.
    Yerel makamlar şüpheli hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت السلطات المحلية .أنّه لمْ يحدث أيّ شيءٍ مشبوه
    Ama ikimiz de biliyoruz ki seni mutfağıma getiren şey bir hançer değildi. Open Subtitles لكنْ كِلانا يعرف أنّه لمْ يكن الخنجر هو ما أتى بك إلى مطبخي
    Sağ ol. Ama gerçek şu ki kullanılmaktan hiç bu kadar zevk almamıştım. Open Subtitles لكن الحقيقة هي أنّه لمْ يسبق أن قضيتُ وقتاً أكثر مرحاً بإستغلالي.
    Belli ki sen benim ona gönderdiğim mektubu görmemişsin. Open Subtitles من الواضح أنّه لمْ يقرأ الرسالة التي أرسلتها إليه.
    Şanslısın ki yünden yapılmış değil. Open Subtitles لحسن حظّكِ أنّه لمْ يكن مصنوعاً مِنْ صوف
    Bilmiyordum diyorum. Ve hesabı böylesine gizli saklı yaptığına göre, belli ki bilmemi de istemiyordu. Open Subtitles لمْ أكن أعلم، ونظراً لجهودة الكبيرة التي بذلها لإخفاء المُداولة، فمن الجليّ أنّه لمْ يُردني أن أعرف.
    Gerçek şu ki hiçbir zaman senin ve benim kadar güçlü olamadı. Bu kasabanın güce ihtiyacı var. Bize ihtiyacı var. Open Subtitles الحقيقة هي أنّه لمْ يكن قوياً مثلي ومثلك، وهذه المدينة تحتاج للقوة، تحتاج إلينا.
    Yani diyelim ki başka bir felaket olmazsa ve daha az insan kalacağı için yiyecekler daha uzun süre idare etse, sonra ne olacak? Open Subtitles إذن لنقل أنّه لمْ تُصبنا أيّ كارثة أخرى، ودام الطعام لوقتٍ أطول، لأنّ لدينا أناس أقل، فما العمل بعد ذلك؟
    Ama korkarım ki sadece ben yalnızken iletti. Open Subtitles لكنّي أخشى أنّه لمْ يطلعني عليها إلّا عندما كنت بمفردي
    Ta ki hiçbir şeyin alınmadığını görene kadar. Open Subtitles حتى رأيتُ أنّه لمْ يتم سرقة شيء.
    Çünkü biliyorsunuz ki tekerlekler iyi yağlanmazsa gıcırdar, ve yanar -- bunu gördünüz. Open Subtitles لأنّك تعرف أنّه لمْ تتزيّت العجلة الحادّة، فإنّها تنفصل... سبق ورأيتم ذلك.
    Söylentilere göre kız tam evlenilecek kadınmış fakat şarkıdaki adam onunla evlenmemiş çünkü denizi o kadar çok severmiş ki uzak kalamamış. Open Subtitles بدون شك، كانت أغنية آسرة جداً، لكن الرجل الذي في الأغنية رفض الزواج بها لأنّه أحبّ البحر حبّاً جمّاً لدرجة أنّه لمْ يستطع الإبتعاد عنه.
    Umuyorum ki bir ortakla ilişkisini gösteren bir şeyler bulacağız. Open Subtitles أو ربّما خان الشريك (فينش) بعد السرقة، وقرّر أنّه لمْ يعد يحتاج إليه بعد الآن.
    Son işinden pek bir farkı olmadığını söyledi. Open Subtitles قال أنّه لمْ يكن مُختلفاً عن وظائفه السابقة.
    Sağlık görevlisi arkadaşım var, o söyledi cesetlerin hiçbirinde patlayıcı yeleği yokmuş. Open Subtitles لديّ صديق يعمل مُسعفاً، يقول أنّه لمْ تكن صدريّة مُتفجّرة على أيّ من الجثث.
    O hikayeyi asla yazmadığını ve ona tuzak kurulduğunu söyledi. Open Subtitles قال أنّه لمْ يكتب قط تلك القصّة، وأنّه يتمّ تلفيق تُهمة له.
    Ajansı dün akşam için herhangi bir işi olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت الوكالة أنّه لمْ يُحجز لأيّ حفلة الليلة الماضية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more