O olduğunu biliyorum. Karavanımdan kaçarken gördüm. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنّه هو رأيته يركض هارباً من مقطورتي |
Bu, beni çağıranın O olduğunu fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | و ذلك قبل أن أدرك أنّه هو من كان يستدعيني |
Bunca zamandır, ezik olanın O olduğunu düşünüyordum. Meğerse senmişsin. | Open Subtitles | طوال هذا الوقت، ظننت أنّه هو الغبيّ، تبيّن أنّه أنتَ هو الغبيّ. |
O olduğundan emindim. | Open Subtitles | كنتُ مُتأكّدة أنّه هو. |
O olduğundan emin olalım. | Open Subtitles | تأكّد مِن أنّه هو. |
O olduğuna inanmadım. | Open Subtitles | لم أصدق أنّه هو |
Birileri Caveman'i paravan olarak kullanıyor. Ama televizyonda katilin O olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | شخص ما يستخدم رجل الكهف كتمويه - جميعكم قلتم أنّه هو على شاشة التلفزيون - |
- O olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف أنّه هو ؟ |
Lütfen Jen. O olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أرجوكِ يا "جين" ، أعلم أنّه هو |
O olduğunu biliyorsun. Üçüncü polis Montgomery. | Open Subtitles | أنتَ تعرف أنّه هو (مونتغمري) هو الشرطي الثالث |
- O olduğunu nereden biliyormuş? | Open Subtitles | كيف يعرف أنّه هو ؟ |
- O olduğunu nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف عرفته أنّه هو ؟ |
Yalan söyleyenin O olduğunu görmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا ترون أنّه هو الكاذب؟ |
Şüpheli bir durum ama kuryenin O olduğundan emin olamayız. | Open Subtitles | -هذا مريب، لكن ... لا يمكننا الجزمُ أنّه هو |
Evet, Tyler O'Neill benim ana şüphelim. Ama maskenin arkasındaki kişinin O olduğundan kesin emin değiliz. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،أجل، (تايلر أونيل) هو المشتبه الرئيسيّ، اتّفقنا لكنّنا لا نعرف يقينًا أنّه هو المتواري خلف ذاك القناع. |
O olduğuna emin misin? | Open Subtitles | هل أنت واثق من أنّه هو ؟ |
Aracını görmemiştim içeride bana sahip olana kadar onun olduğunu anlamadım. | Open Subtitles | لم أرى شاحنته، لذلك لم أعلم أنّه هو . حتّى اقترب منّي |