Yeni dünyaya gelmeden önceki yaşantısının nasıl olduğunu hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أتخيل كيف كانت حياتها قبل أن تأت للعالم الجديد |
Mesela seçilir seçilmez Trump'ın Noel arifesinde attığı tweet'i hayal etmeye çalıştım. | TED | على سبيل المثال، في اللحظة التي انتُخب فيها، حاولت أن أتخيل التغريدة التي سيُرسلها ترمب في مساء الميلاد |
Şu anda size duyduğum sevgiden ve saygıdan daha fazlasını düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أتخيل أي احترام أو الصداقة أكبر من عندي لك الآن. |
Bu silaha sahip olabilecek başka kimseyi düşünemiyorum, ben hariç. | Open Subtitles | نعم . لا أستطيع أن أتخيل أي شخص غيرك يتملك هذه البندقية ، فيما عداي |
Dükkanı işletirken kendimi kütüphanede hayal etmek faydalı oluyor. | Open Subtitles | عندما كنت أدير المحل وجدت أنه من المفيد أن أتخيل نفسي عندما كنت في المكتبة |
Kimsenin onu almak için çıkacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أتخيل أى أحد سوف يتم إلتقاطه |
Ama sonuç olarak insanların bu görselleme sistemini tamamen özetleyip bir Dünya arama motoru yaptığını hayal edebiliyorum. | TED | ولكن في النهاية، يمكنني أن أتخيل أننا سنتمكن من إستخلاص الصور كلياً وأن يكون لدينا على الأرض واجهة قابلة للاستعلام. |
Şu an ağzından ne hoş kelimeler döküldüğünü ancak tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أتخيل الآن أن لا شيء جميل سيخرج من فمك |
Ben de bir süre her gece yatarken, sabah giyinirken o koca mor çiçeklerin, odamın duvarlarında nasıl görüneceğini hayal etmeye çalışmıştım. | Open Subtitles | لذا حاولت أن أتخيل كيف ستبدو .. هذه الورود البنفسجية الكبيرة .. على جدران غرفتي .. كل ليلة عندما أغفو وأنام |
Hapiste onca sene geçirmenin nasıl bir şey olduğunu... senin açından hayal etmeye çalıştım. | Open Subtitles | وقد حاولت كثيرا أن أتخيل كيف كان حالك فى كل تلك الأعوام وأنت محتجز فى السجن |
Tankın içinde olmanın nasıl olduğunu hayal etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أتخيل كيف كان الحال داخل الوعاء |
Ama bundan daha iyisini düşünemiyorum. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع أن أتخيل أن يكون لدي شئ أفضل من هذا |
Burada herhangi bir zorlama ya da stres olduğunu düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أتخيل وجود إرهاق وإجهاد هنا |
Benim için vazgeçtiğin şeyleri düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل الأمور التي تنازلتِ عنها لأجلي |
İsa'yı bir artistik patinajcı gibi hayal etmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتخيل سيدي المسيح كراقص على الجليد |
Sen ve Charlie'nin konuşacak çok şeyi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل أن هناك الكثير من الأمور بينك و بين تشارلي للحديث عنها |
Bir milyon dolar mi? O herifin ne kadar serefsiz oldugunu hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | لا يسعني سوى أن أتخيل كم سيكون ذلك الرجل الآخر وغداً |
Şu anda o duygu nasıl hayal bile edemiyorum, o ne geçiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل كيف يشعر الآن ، ما الذي يمضي فيه |
Dağların haydutlarla dolu olduğuna bir türlü inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أتخيل أن الجبال ممتلئة بقطاع الطرق |
Başkasıyla sevişirken, seninle seviştiğimi bile hayal edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني حتّى أن أتخيل أنّك أنت حين أمارس الحب مع أحدهم. |
Önerdiğinizden daha vaatkar bir gelecek hayal edemiyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أتخيل أي مستقبل المليء وعد من واحد التي تقدمها. |
Bana böyle görünüyorsan, ona nasıl görüneceksin kim bilir? | Open Subtitles | لا يمكن أن أتخيل كيف سوف تبدين له؟ |