"أن أحذرك" - Translation from Arabic to Turkish

• seni uyarmalıyım
• Seni uyarmaya
• Seni uyarıyorum
• sizi uyarmalıyım
• Seni uyarmak
• Sizi uyarmam
• baştan uyarayım
• uyarmayı
• sizi uyarıyorum
• uyarmak zorundayım

seni uyarmalıyım, prenses... ilk seferinde... küçük bir karışıklık olabilir.
كان علي أن أحذرك .في كل مرة تميلين إلي اللخبطة

Ve seni uyarmalıyım ki grubumuzda bir libür var zaten,
و يجب أن أحذرك بأنه لدينا بالفعل ليمور في مجموعتنا

Seni uyarmaya çalışıyorum Cate belki de zaten hiç orada olmamış olan bir şeyin peşindesin.
أنا أحاول أن أحذرك كيت أنك قد تكونين تنتظرين لشيء غير موجود

Başımızın belaya girebeleceği konusunda Seni uyarıyorum.
والآن يجب أن أحذرك.. ربما سنقع في المشاكل.. ؟

sizi uyarmalıyım. Alman Ordusu karşı saldırıya geçmeye hazırlanıyor.
يجب أن أحذرك , الجيش الألمانى يجهز لهجوم مضاد

Başka bir şekilde bana inanacağını düşünmedim. Ve Seni uyarmak istedim.
لا أعتقد أنك تصدقني بأي طريقة وأنا أريد أن أحذرك

Ama Sizi uyarmam gerek. Sıradan bir hamak değildir.
،لكن يجب أن أحذرك هذه ليست بأرجوحة عادية

baştan uyarayım, Pete Campbell da buna dahil.
وعلي أن أحذرك, أن الفريق يتضمّن بيت كامبل

Adil olmak için seni uyarmalıyım, ben aslında bir kütüphaneciyim.
أعتقد إنه من العدل أن أحذرك لأني في الحقيقة مكتبي

seni uyarmalıyım sevgili Sandra, emirlerime itaat edilmesine alışkınım ben,..
يجب أن أحذرك يا آسنة ساندرا أنني معتاد على أن تطاع أوامري

seni uyarmalıyım, içtiğim şeyden komisyon alırım.
يجب علي أن أحذرك إنني أتقاضى عمولة عن ما أشربه

Buraya çok sık Alman gelmediği konusunda seni uyarmalıyım.
أعتقد أننى يجب أن أحذرك الألمان لا يأتون هنا كثيرا

- Bir şey yok anne. - Seni uyarmaya çalıştım ama...
لا بأس يا أمي لقد حاولت أن أحذرك , ولكن

Seni uyarmaya çalışıyorum, pislik.
أنا أحاول أن أحذرك أيها الحقير

Seni uyarmaya çalışmıştım.
حاولت أن أحذرك بهذا الشأن

Seni uyarıyorum: O havalandırma deliğine giren şeyler asla dışarı çıkmamalı.
عليّ أن أحذرك ، إن دخل شيء بفتحة التهوية تلك ، فلا يجب أن يخرج

Seni uyarıyorum, bu hikayenin mutlu bir sonu yok.
علي أن أحذرك أنه ليس هناك نهاية سعيدة لهذه القصة

Gerçekten hasta insanlar üzerinde çalışmadığım konusunda sizi uyarmalıyım.
يجب أن أحذرك بأنني لا أتعامل مباشرة مع الحالات المتأخرة

Sadece Seni uyarmak istiyorum, bu gece gerçekten sarhoş olabilirim.
فقط أردت أن أحذرك أننى سأكون سكرانة الليلة

Sizi uyarmam gerekir, ben askeri strateji uzmanıyım.
يجب أن أحذرك بأنني خبير في الاستراتيجية العسكرية

baştan uyarayım.
حسناً، أنظر من الأفضل أن أحذرك

Evet, benim hatam. uyarmayı unuttum. Meşguldüm.
أجل , إنه خطأي , لقد نسيت أن أحذرك لقد كنت مشغولة , آسفة

Ve sizi uyarıyorum, orası şu anda yabancılar için çok tehlikeli.
ويجب أن أحذرك أنه خطر جداً الذهاب إلى هناك

Bay Barnell size uyarmak zorundayım, hayvan saldırısı hiç hoş değildir.
سيد بارنيل أود أن أحذرك أن أحد الحيوانات هاجمه , أليست مأساه؟