"أن أخبرهم" - Translation from Arabic to Turkish

• söyleyeceğim
• onlara
• söylemeliyim
• anlatmayı düşünüyorum
• söylemem
• söylerim
• söylemeyi
• söylemeliydim
• söylememeli miyim
• söylememi istiyorsun

Tamam, anlıyorum. Bana sorduklarında, sen ne söylememi istiyorsan onu söyleyeceğim.
إن سألوني، سأخبرهم بما تريدني أن أخبرهم به، سأكذب من اجلك

Sizinle ya da sizsiz ben onlara gidip söyleyeceğimiz her şeyi söyleyeceğim.
حتى بدونكم جميعاً أستطيع أن أخبرهم بما نُريد قوله

Ben basına konuşmak istiyorum. onlara her şeyi anlatmak istiyorum.
أريد أن أتحدث مع الصحافة أريد أن أخبرهم بكل شيء

onlara, yaptığım şey için üzgün olduğumu söylemeliyim.
يجب أن أخبرهم أني آسف على ما أنا فعلت

Diyorum ki, Teğmen Boylar'ın ailesini tekrar gördüğümde onlara tüm gerçeği anlatmayı düşünüyorum.
أعني أنه في المرة القادمة سوف ارى والدا (الملازم بويلار) وأفضل أن أخبرهم بكامل الحقيقة

Şimdi söylemem lazım yoksa bütün hayatım boyu sıkıntı içerisinde olacağım.
علي أن أخبرهم الآن و إلا لن أستطيع ذلك مطلقاً

Ve eğer sen değişmezsen, babalarının şey olduğunu söylerim onlara şeytani.
وإذا لم تتغير فيجب أن أخبرهم أن أباهم فاسد

onlara basitçe Wraithleri durdurduğumuzu söylemeyi düşünüyordum ve yaptığımız fedakârlığı birine söylemeyi belki.
كنت أفكر أن أخبرهم أننا أوقفنا الرييث لندع شخصا ما يعلم أن تضحيتنا نجحت

Kaçmalarını söylemeliydim. Olanca güçleriyle kaçıp saklanmalarını.
كان يجب أن أخبرهم أن يهربوا بأقصى سرعتهم، يهربوا ويختبأوا

Söylemeli miyim, söylememeli miyim?
هل ينبغي علي أن أخبرهم أم لا؟

onlara bu yılki Takım Çalışması seminerine katılmayacağını söylememi istiyorsun.
تريدني أن أخبرهم أنك لن تأتي هذه السنة للدورة؟

- Senin için yalan söyleyeceğim.
إذا سألوني، سأخبرهم ما تريدني أن أخبرهم به

onlara, artık nükleer saldırı riskinin bulunmadığını söyleyeceğim.
وأريد أن أخبرهم أننا لم نعد معرضين لخطر الهجوم النووى

onlara elinden geleni yaptığını söyleyebilmeliyim yoksa gelip oğlunu alırlar.
أريد أن أخبرهم أنك على قدر المسؤولية أو سيأخذون تومي

Böylece onları ne kadar çok sevdiğimi onlara söyleyebilirim çünkü çok seviyorum Mike.
عندئذٍ يمكن أن أخبرهم بالضبط كم أحبهم كثيرًا لأنني أحبهم للغاية يا مايك

İlk teması benim kurduğumu söylemeliyim.
يجب أن أخبرهم أنّي أجريتُ أوّل إتّصال.

Belli ki, onlara söylemeliyim.
عليّ أن أخبرهم, من الواضح

onlara neden dönemeyeceğimi söylemem gerek.
أعنــي لابـد أن أخبرهم لماذا لا أستطيـــــــــع العودة

Bütün gün senin gibi insanların şikayetlerini dinlerim... ve sonunda onlara düşündüklerimi söylerim.
طوال اليوم، يتوجب علي أن أستمع لأشخاص مثلك يشتكون والأن أستطيع أخيراً أن أخبرهم برأيي

Ama... Şimdi düşünüyorum da, söylemeliydim.
لم أخبر المجموعة بذلك أو ميشيل لكن كان من الواجب أن أخبرهم

Kızmamaları için oyun yaparak söylememi istiyorsun.
هل ترى أن أخبرهم بمسابقة لكي لا يغضبوا كثيرا؟