"أن أسمح" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin veremem
        
    • izin vermem
        
    • izin vermemeliydim
        
    • izin vermemi
        
    • gitmene izin
        
    • izin vermeden
        
    • izin vermeyeceğim
        
    • müsade
        
    • müsaade etmem
        
    • müsaade etmemi
        
    Biliyormusun beni gerçekten incittin Brian. Ve bunu bir daha yapmana izin veremem. Open Subtitles أنت جرحتني حقاً , براين ولا يمكنني أن أسمح لك بفعل ذلك مجدداً
    Üzgünüm efendim, sarı rozeti olmayan kimsenin geçmesine izin veremem. Open Subtitles عذراًياسيدي،فبدونالشارةالصفراء، لا أستطيع أن أسمح لأي شخص بعبور هذه المنطقة
    Kişisel olarak onu öldürme zevkini kendime söz verdiğim için, onun yasanın kollarına... düşmesine izin vermem mümkün değil .... Open Subtitles من الصعب أن أسمح له أن يقع فى أيدى القانون قطعت على نفسى وعداً بأن أقتله بكل سرور
    Yalnız personelin girmesine izin vermem emredildi. Open Subtitles أوامري أن أسمح للأفراد المعتادين فقط من هذه البوابات
    Beni bu konuda ikna etmene izin vermemeliydim. Open Subtitles لم يكن علي أن أسمح لك بأن تقنعني بهذا العمل
    Gitmene, çocuklarımı benden uzaklaştırmana izin vermemi mi bekliyorsun? Open Subtitles هل تتوقعين منى أن أسمح لك بالرحيل ؟ أن أسمح لك أن تأخذى أولادى منى ؟
    Bir dakika, Homer. Eve kadar arabayla gitmene izin verebilmem için alkol seviyesi testine girmen gerek. Open Subtitles لحظة، يجب أن تخضع لاختبار النفَس قبل أن أسمح لك بقيادة سيارتك إلى المنزل.
    Burada kal ve kapa çeneni. Çekmene izin vermeden önce, neler olduğunu öğrenmeliyim. Open Subtitles انت ستبقى هنا وتلزم الصمت ,عليّ أن أذهب ومعرفة ما يجري قبل أن أسمح لك بالتصوير في أي مكان
    Bunu ona yapamam ve benim evimde olduğu sürece de bunu yapmasına izin vermeyeceğim. Open Subtitles لا أستطيع أن أسمح له بذلك ولن أسمح بفعل ذلك في هذا المنزل
    O altı yaşındaki ufaklığın artık hayatıma yön vermesine izin veremem. TED لا يمكن أن أسمح لهذا الطفل ذي الستة أعوام أن يملي علي حياتي بعد الآن.
    İmparatorluğu yok etmene izin veremem! Open Subtitles لن يمكننى أن أسمح لك بتدمير الإمبراطورية
    Girmenize izin veremem. Polis bana hiç kimseyi içeri sokmamamı söyledi. Open Subtitles لا يمكننى أن أسمح لكى بالدخول . لقد أخبرتنى الشُرطة أن لا أدع أحد يدخل
    Bu gücünü burada boşa harcamana izin veremem hele ki dünyada bu kadar çözülmemiş suç dururken. Open Subtitles لا يمكنني أن أسمح لك بهدرها هنا بينما بهذه اللحظة جرائم ترتكب تحتاج لمثلك
    Buna izin veremem. Bir adama saldırdı . Open Subtitles لا يمكن أن أسمح بهذا يا سيدى لقد كنتُ هناك وهاجمتْ رجلاً
    Ama, havayolu tasarının komiteden geçmesine izin vermem asla. Open Subtitles ولكن من المستحيل أن أسمح لإعلانك لتغيير مسار الطائرات أن يصل للجنة
    Sizin kocanızın cesedini taciz etmenize izin vermem mümkün değil. Open Subtitles ليس هناك مجال أن أسمح لك مضايقة جثة زوجك
    Buna hayatta izin vermem. Open Subtitles من الأفضل له أن يمزح ، فمن المستحيل أن أسمح بحدوث ذلك
    - Tamam, hata bende. - Phil'in tek başına yetişkin içeceği içmesine izin vermemeliydim. Open Subtitles هذا خطأي ما كان يجب علي أن أسمح لــ فيل بتناول مشروب للكبار
    Biraz da benden kaynaklaniyor bu noktaya kadar varmasina izin vermemeliydim. Open Subtitles وجزء من هذا خطأي لأنه ما كان يجب أن أسمح أن تستمر هذه المسألة طويلا كما إستمرت
    Gitmene, çocuklarımı benden uzaklaştırmana izin vermemi mi bekliyorsun? Open Subtitles هل تتوقعين مني أن أسمح لك بالرحيل ؟ أن أسمح لك أن تأخذي أولادي مني ؟
    Sadece senin kafanda olan bir formül ve 20 milyonla buradan gitmene izin vereceğimi düşünmedin değil mi ? Open Subtitles لا تعتقد أننى أستطيع أن أسمح لك بالخروج من هنا ومعك 20 مليون دولار من أجل وصفه طبيه ليست موجوده الا فى رأسك
    senin bu hayvana zarar vermene izin vermeden önce bütün teçhizatımı toplayıp Amerikalıları evine göndereceğim. Open Subtitles سأحزم معداتي وسأرسل الأمريكان إلى بلادهم قبل أن أسمح لك بإيذاء هذا الحيوان
    Anna, bana güvenmelisin. İçimizden birinin ölmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles آنا، يجب أن تثقي بي مستحيل أن أسمح لأحدنا أن يموت
    Özür dilerim bayan ama, otelimde farelere müsade edemem. Open Subtitles أنا آسف يا سيدتي ولكنى لا أستطيع أن أسمح بالفئران في فندقي
    Bütün kulüplerini yakıp kül ederim yine de böyle bir şey yapmalarına müsaade etmem. Open Subtitles سأحرق كلّ ملهىً من ملاهيهم اللعينة قبل أن أسمح بحدوث ذلك
    - Bunu yapmasına müsaade etmemi ister misiniz? Open Subtitles هل تريد منـّى أن أسمح له بهذا ؟ أجل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more