Bak, biliyorum kendini güvende hissetmiyorsun ama inan bana sanırım yapacağın en iyi şey iyi bir uyku çekmek olacak. | Open Subtitles | بيكا أعرف انكِ حقاً لا تشعرين بالأمان ولكن ثقي بي أنتِ بأمان أظن أن أفضل شيء لكِ هو أن تنامي |
Bu nedenle, yapılacak en iyi şey basitçe kalbi kesip açmak ve parçaları etiketlemektir. | TED | مما يعني أن أفضل شيء للقيام به تاليًا هو ببساطة أن نفتحه ونسمي أجزاءه. |
Garajımın laboratuvara dönüştürülmesinin yapılacak en iyi şey olduğuna karar verdim. | TED | و لذلك قررت أن أفضل شيء يمكنني فعله هو تحويل المرأب إلى معمل. |
Ben Jorge'nin başına gelen en iyi şeyin Jorge olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | أهي كذلك حقاً؟ ظننت أن أفضل شيء شيء حدث لـ ـ هورهي ـ |
Hatırlamadığım bir şey var mı öğrenmek istiyoruz ve yapılacak en iyi şeyin bununla yüzleşmek olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نحتاج أن نعرف إذا ما كان هناك أي شيء لا نتذكره نحن نشعر أن أفضل شيء من الممكن أن نفعله هو مواجهته |
Bir casus olarak eğitiminizi başlatacak için en iyi şey bir bardak şampanyadır. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيء لكي تبدئي به تمرينك كعميلة لنا هو كأس من الشامبانيا |
Bir insanın dünya için yapabileceği en iyi şey temiz ve kibar olmaktır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أن أفضل شيء يمكن أن يفعله المرء للعالم هو أن يكون نظيفاً ومهذباً |
Ama sizin aranızdaki en iyi şey ilişkinizmiş. | Open Subtitles | عندما أدركت أن أفضل شيء لديكم هو علاقتكم معا |
Ama bence şu anda yapman gereken en iyi şey o öfkeyi gerçekten hak eden kişiye yoğunlaştırman. | Open Subtitles | لكنني أظن أن أفضل شيء يمكنكِ أن تفعليه الآن هو تركّزي كل ذلك الغضب تجاه الشخص الذي يستحقه فعلاً |
Şu an yapabileceğin en iyi şey saklanmak. | Open Subtitles | أن أفضل شيء يمكنكِ أن تفعلينه الآن هو الإختباء. |
Yani, diyorum ki yapılacak en iyi şey düğüne devam etmek ve herkes gittikten sonra onu götürmek. | Open Subtitles | لذلك , أقول لك أن أفضل شيء نقوم به هو الإستمرار بالزفاف ثم نقوم بإعتقالها بعد أن يغادر الجميع |
Yapacağın en iyi şey onu aklından çıkarıp hayatına devam etmen bence. | Open Subtitles | أظن أن أفضل شيء بالنسبة لك هو أن تضعها خارج حساباتك و تمضي بحياتك |
Bence yapılabilcek en iyi şey beyninden bir doku almak. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيء يجب القيام به هو القيام بأخذ عينة من المخ |
Sanırım burada yapılacak en iyi şey buna bir. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيء لفعله هنا هو النظر لهذا |
Sanırım şimdi yapılacak en iyi şey bir bardak içki içmek. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيء بعد ذلك هو الشراب. |
Sanırım şimdi yapılacak en iyi şey bir bardak içki içmek. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل شيء بعد ذلك هو الشراب |
Yapılacak en iyi şeyin yetkililerle kendi isteğiyle konuşmak olduğunu ona anlatabildim ve bunu kabul etti. | Open Subtitles | تحدثت عليه وأعتقد أني أثّرت عليه و أن أفضل شيء يقوم به هو الحضور هنا و التحدث مع السلطات بنفسه |
Ama eğer o duruma gelirse... yapılacak en iyi şeyin... kayısı konserveleme olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن إذا اردتي أن تصبحي زوجة لقد وجدت أن أفضل شيء نفعله... |
Şimdi onun için yapabileceğimiz en iyi şeyin onu yeniden müşahede altına almak olduğuna eminim. | Open Subtitles | ...إنني مقتنع أن أفضل شيء نستطيع فعله لها الآن هو أن تفسح مجالاً لها |