"أن السبب الوحيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek nedeni
        
    • tek sebebi
        
    • tek sebebinin
        
    • tek nedeninin
        
    Bence dilsizliğinin tek nedeni, yaşadığı yerdeki yalnızlığı. Open Subtitles أظن أن السبب الوحيد لبكمه هي العزلة التي عاش فيها
    sanırım boşanmamış olmamızın tek nedeni ikimizin de çok meşgul olması. Open Subtitles أعتقد أن السبب الوحيد لعدمطلاقنا.. هو لأن كلانا منشغلان جدًا
    Hatırla Detektif, burada olmamın tek nedeni ben istediğim için. Open Subtitles لاحظ, أيها المحقق, أن السبب الوحيد لوجودى هنا 000 هو لأنى أريد هذا
    Ve tam da o nokta da düşünmeye başladım ki hayatta olmak çok acı vericiydi ve kendini öldürmemenin tek sebebi diğer insanların canını yakmamaktı. TED عند تلك اللحظة بدأت أفكر أن الحياة محالة مع هذا الألم، و أن السبب الوحيد في عدم انتحاري هو كي لا أؤذي الناس الآخرين.
    Wilson ve Penzias bunun tek sebebinin gökyüzünün başka bir yerinden gelen kozmik bir olayın yankısı olabileceği olduğunu fark ettiler. Open Subtitles أدرك بنزياس و ويلسن أن السبب الوحيد لمجيء شيء من كافة أنحاء السماء كونه في الواقع صدى خافت لحدث كونيّ ضخم
    Onunla olmayı istememenin tek nedeninin şu anda çocuk istememesi olduğunu söylemelisin. Open Subtitles عليك إخباره أن السبب الوحيد في أنك لاتريدين أن تكوني معه هو أنه لايريد إنجاب أطفال الآن
    Unutma Detektif, burada olmamın tek nedeni ben istediğim için. Open Subtitles لاحظ, أيها المحقق, أن السبب الوحيد لوجودى هنا هو لأنى أريد هذا
    Ben iddia edecek değilim Hala burada çalışıyoruz tek nedeni Bu kağıt bir varlık olmasıdır. Open Subtitles و الآن لن أتظاهر أن السبب الوحيد لاستمرارك فى وظيفتك
    Biz şeytanları için avcılık dışında biz olan tek nedeni kabul sürekli Open Subtitles لقد اتفقنا أن السبب الوحيد لإصطياد المشعوذين بإستمرار
    Bence Monova'lara ilaç verilmesinin tek nedeni onları soymaktı. Open Subtitles أجل كما تعلمين، كنت أتوقع أن السبب الوحيد الذي يجعلكِ
    İkimizde biliyoruz ki, bulduğun ilk fırsatta beni bayıltmayıp, hapsetmemenin tek nedeni senin gemilerinin buraya daha önce geleceğini düşünmendi. Open Subtitles كلانا يعلم أن السبب الوحيد لعدم صعقك لي وسجني في أول فرصة توفرت لك لأنك اعتقدت أن سفنكم ستصل هنا أولاً
    Bence seni öldürmek istemelerinin tek nedeni kodu bitirmeye yakın olduğunu düşünmeleridir. Open Subtitles أظن أن السبب الوحيد لرغبتهم بقتلك لأنهم ظنوا أنك قد إقتربت من إعداد النظام
    Georgie'yi benim değil senin almanın tek nedeni para. Open Subtitles تعلمين أن السبب الوحيد لحصولك أنت على جورجي وليس أنا هو المال.
    Bence benimle konuşmanın tek nedeni kalburüstü, nazik bir insan olmam, ve ruhumu açığa çıkardığımda, benden... Open Subtitles أعتقد أن السبب الوحيد لحديثك معي هو لأنكي تعتقدين أني رجل مهذب ولو بدأت في تفريغ روحي
    Ama bilmelisin ki bu parti için süslenmemin tek sebebi senin için güzel görünmekti. Open Subtitles ولكن يجب أن تعرف أن السبب الوحيد الذى جعلنى أرتدى هكذا هو أننى أردت أن أبدو جميلة أمامك
    Yani bunun anlamı, bunu önermenin tek sebebi benim. Open Subtitles مما يعني أن السبب الوحيد لاقتراحك هذا هو بسببي
    Peter, son günlerde şunu farkettim, sizinle takılmamın tek sebebi benim sakat sizlerin de tembel olması. Open Subtitles لقد أدركت بيتر خلال الأيام القليلة الماضية أن السبب الوحيد لـ التسكع معكم هو أنني كنت معاق و أنتم كسالى
    Bize yardım etmenin tek sebebinin oğlun olduğunun farkındayız. Open Subtitles نحن مدركون تماماً أن السبب الوحيد الذي يدفعكِ لمساعدتنا هو ابنكِ
    Orda mahkum gibi olduğunu söyledi,ve yardım etmesinin tek sebebinin, onu adadan göndereceklerine inanmasıymış . Open Subtitles يقول أنه كان سجيناً و أن السبب الوحيد لتعاونه هو
    Bu görüşmeyi kabul etmemin tek sebebinin eşinizin haber departmanımızda spiker olması olduğunun farkındasınız değil mi? Open Subtitles أنت تدرك أن السبب الوحيد لـ هذا الإجتماع هو ان زوجتك تعمل لدينا في قسم الأخبار
    Takıma katılmanın tek nedeninin baban olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أن السبب الوحيد لإنضمامك للفريق كان والدك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more