Bir de farkettiğim kadarıyla bay Ashley size evlenme teklif etmedi! | Open Subtitles | وأنا أعرف أن السيد آشلي لن يطلب الزواج من نحيفة مثلك |
Diyorsun ki Mr. Blonde önce seni öldürecekti sonra da geldiğimizde bizi öldürüp elmasları alıp kaçacaktı. | Open Subtitles | أنت تقول أن السيد بلوند كان سيقتلك وعندما نعود كان سيقتلنا |
Onurlu Lord Eddard Stark'ın başka bir kadını siktiğinin yürüyen ve konuşan kanıtı. | Open Subtitles | كلما تحدث أ, تحرك يذكرك أن السيد الشريف إيدارد ستارك قد ضاجع امراءة أخرى |
Mösyö Naylor otelden ayrıldığında paket yanında mıydı? | Open Subtitles | لقد قلت أن السيد ً نايلر ً قد أخذ الرزنامة التي تُركت له في الفندق ؟ |
Aramızda kalsın, ama bence Efendi Luke'ün başı belada. | Open Subtitles | بينى و بينك، أعتقد أن السيد لوك فى خطر بالغ |
Anlaşılan, Sör George onu kart oynamaktan vazgeçirmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أن السيد "جورج" يحاول أن يجعلها تتوقف عن اللعب |
Sahip seni böyle temiz tuttuğuna göre seni seviyor. | Open Subtitles | لابدّ أن السيد كان مولعًا بك ليبقيك نظيفة |
Aslında Sayın Bakanın konuşmasından sonra ne konuşabilirim bilmiyorum... | Open Subtitles | لم يكن لي أدنى فكره أن السيد الوزير سيبدأ خطبته |
bay Bowden'in iğrenç ve korkak tehdidini yerine getirdiğini görebilirsiniz. | Open Subtitles | كيف أن السيد بودن قد نفذ بالفعل تهديده هذا ببشاعة |
Bence, bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
İtiraz eden olmazsa göz yumarız ancak bay Rainey'nin var gibi. | Open Subtitles | طالما لا يوجد من يمانع ولكن يبدو أن السيد راينى يمانع |
Sence Mr. Blonde önce seni... öldürecekti, sonra da... geldiğimizde bizi öldürüp... elmasları alıp kaçacaktı. | Open Subtitles | أنت تقول أن السيد بلوند كان سيقتلك وعندما نعود كان سيقتلنا |
Mr. Wheeler'ın küpelerime taktığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أن السيد ، ويلر لديه مشكلة مع أقراطي |
- Mr Collins'in nişanlandığını duydum. - Evet, yakın arkadaşım Charlotte Lucas ile. | Open Subtitles | ـ سمعت أن السيد كولينز خطب وسيتزوج ـ أجل الى صديقتى العزيزة شارلوت لوكاس |
Lord Choi'nin saraydayken yüksek rütbede biri olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن السيد تشوي كان قوياً حقاً عندما كان في مكانة رفيعة في المحكمة. |
Lord Choi bu yüzden size hiçbir şey yapamadı. | Open Subtitles | هذا هو السبب ايضاً في أن السيد تشوي لا يستطيع أن يفعل آي شيء لك |
Gerdek töreni olmazsa, Lord ile leydinin evliliği tamamladığının kanıtı olmaz. | Open Subtitles | بدون حفلة المضاجعة لن يكون هناك إثبات أن السيد والسيدة مُوافقين على زواجهم |
Ve Mösyö Duma, ziyaretçisinden hiç mutlu görünmüyor. | Open Subtitles | ويبدو أن السيد دومان غير سعيد بضيفه الجديد |
Mösyö Lowen, kurbanın parmağından yüzüğünü çıkartıp sonra da yüzüğü hendeğe atmaya karar veriyor, öyle mi? | Open Subtitles | أن يقوم بإزالة الخاتم من اصبع ضحيته لابد أن السيد "لوان" قرر رميه في المنحدر |
Mösyö Hardman burayı açıp bakmış gibi sanki. | Open Subtitles | وأظن أن السيد "هاردمان"، يبدو مفرط الثقة بالمزلاج |
Efendi Justin'in az önce Bayan Lara'nın çoraplarından biriyle gittiğini sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد "جاستن" قد غادر ومعه أحد جوارب الآنسة "لارا" |
Fakat gördüğün gibi Efendi Yu bile hata yapabilir. | Open Subtitles | لكنك رأيت أن السيد * يو * يمكنه الوقوع فى أخطأ |
Oh hayır, Sör Ensor'un şahsen orda olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | لا لا لم أقل أن السيد "إينسور" كان هناك شخصياً |
Herkesin bay Bollingswon'th'ün sağlıklı bir zihin ve vücuda Sahip olduğunu bilmesi çok önemli o komada olsa bile. | Open Subtitles | ... من المهم جداً أن يعرف كل فرد أن السيد بولينج ثورث على مايرآم جسدياً وعقلياً حتى ولو كان فى غيبوبه |
Madem istiyorsun sen akıl ver. Çünkü Sayın Oburiks çok zeki! | Open Subtitles | إذا, أنت أعطي النصائح منذ أن السيد أوبليكس هو الأذكى |