Sana daha kaç kere buradan uzak durmanı söylemeliyim eşek herif? Hadi bakalım. | Open Subtitles | كم مرة سأخبرك أن تبتعد عن هنا, أيها الحمار؟ |
Sana defalarca beladan uzak durmanı söyledim. | Open Subtitles | طلبت منك مراراً و تكراراً أن تبتعد عن المشاكل |
- Senin kızlardan uzak durmasını ve sigara içmemesini önceden söylemiştim zaten. | Open Subtitles | أخبرتها مسبقاً أن تبتعد عن أطفالك وهي تعرف جيداً وأن لا يمكنها التدخين |
Sizi çıkaracağız. Patlama kapısından uzak durun. | Open Subtitles | سنخرجك من هناك، أريدك أن تبتعد عن الباب الحديدى |
O aynadan uzak dursan iyi olur kurbağa suratlı. -Yoksa korkudan ödün patlayacak. | Open Subtitles | الأفضل أن تبتعد عن هذه المرآة قبل أن تخيف نفسك حتى الموت |
Bitene kadar eski arkadaşlarından uzak durmayı. | Open Subtitles | أن تبتعد عن أعز صديقه لك فى العالم حتى ينتهى الأمر |
Belediye reisi seni tutuklatır. Gözlerden uzak durmalısın. | Open Subtitles | رئيسة البلدية ستعتقلك يجب أن تبتعد عن النظر |
Tek önemli olan mümkün olduğunca uzak dur. | Open Subtitles | أهم شىء بالنسبة لى الآن هو أن تبتعد عن هذا المكان بأكثر شكل ممكن |
İşte bu yüzden, ailende ve arkadaşların içinde, senin aleyhine kullanabileceği kişilerden uzak durman senin için önemli. | Open Subtitles | لذا من المهم أن تبتعد عن الأصدقاء و العائلة أي شخص يمكنه استعماله ضدك لأنه سيفعلها |
Bu işten uzak durmalıydın. | Open Subtitles | كان ينبغي أن تبتعد عن الأمر |
Geçti artık. pekala, havuzu kontol ettireceğiz. Bu süre boyunca havuzdan uzak durmanı istiyorum. | Open Subtitles | خلال هذا أريدك أن تبتعد عن البركة أنت وأختك |
Ama, eğer yaşamak istiyorsan sana bu işten uzak durmanı öneririm. | Open Subtitles | لكن إن أردت البقاء حياً أقترح أن تبتعد عن إتباع خطوات والدك |
Neyse ki ben seni durdurdum ve uzak durmanı söyledim. | Open Subtitles | لحسن الحظ توقفتُك وطلبتُ منك أن تبتعد عن الأمر |
Onlardan uzak durmanı söylemiştim. | Open Subtitles | حذّرتك أن تبتعد عن أولئك الناس. |
Işıktan uzak durmasını söyleyin. | Open Subtitles | أخبريها أن تبتعد عن مصدر الضوء |
Ona mikrodalga fırından uzak durmasını söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لها أن تبتعد عن المايكرويف |
Canınız istiyorsa birbirinizi delin ama benim oğlumdan uzak durun. | Open Subtitles | بوسعنا وضع فتحات الآن إن كان هذا ما تريده، ولكن سأخبرك الآن، أن تبتعد عن ابني، هل سمعتني ؟ |
O zaman öyle şeylerden uzak dursan iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تبتعد عن هذه الأشياء أتظن هذا؟ |
Beladan uzak durmayı öğrenmelisin oğlum. | Open Subtitles | تحتاج أن تبتعد عن المشاكل يا فتى |
Thomas, bir süre okul takımından uzak durmalısın. | Open Subtitles | نعم، توماس عليك أن تبتعد عن فريق كرة القدم لبعض الوقت |