"أن تتوقف عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • bırakmalısın
        
    • kes artık
        
    • kesmelisin
        
    • bırak
        
    • vazgeç
        
    • bir son
        
    • bırakabilirsin
        
    • bırakıp
        
    • etmeyi bırakmanı
        
    • bırakmanı istiyorum
        
    • kesmeni
        
    • kessen iyi
        
    Başkalarının eşyalarıyla oynamayı bırakmalısın, Fez. Open Subtitles فيز , يجب عليك أن تتوقف عن البحث فياشياءالاخرين.
    Nasıl gidiyor, Jay? SGA personelini nöralize etmeyi bırakmalısın. Open Subtitles عليك أن تتوقف عن محو ذاكرة أفراد المنظمة
    Ne bok çeviriyorsan, kes artık şunu lütfen! Open Subtitles يجب أن تتوقف عن فعـل كل ما يحلو لك، أتسمعني؟
    Hayır, artık o lanet hapishane yemeklerini yemeyi kesmelisin. Open Subtitles لا , يجب عليك أن تتوقف عن أكل ذلك الطعام اللعين الذي يقدمه السجن
    Demek istediğim uğraşmayı bırak. Bunun sonu iyi bir şeye varmayacak. Open Subtitles ألمح إلى أن تتوقف عن المحاولة فلن يقودك هذا لمكان طيب
    Onu ait olduğu yerde, yani vücudunun içinde tutmak istiyorsan, otoyolda 120 kilometre hızla giden kamyonlardan atlamaktan vazgeç! Open Subtitles فأذا أريد الأحتفاض بة داخل جسمك في مكانة يجب أن تتوقف عن القفز من على الشاحنات وهي تسير بسرعة 80 على الطريق السريع
    Şimdi ne olduğunu bilmiyorum, ama buna bir son vermeni istiyorum. Open Subtitles ،الأن أنا لا أريد أن أعلم ماذا تفعل ولكن أريدك أن تتوقف عن ذلك
    Seninle konuşurken o tüfeği parlatmayı bırakabilirsin. Open Subtitles أنت، يمكنك أن تتوقف عن تلميع .هذه البندقية، بينما أتحدث معك
    Scotland Yard Masum, korkmuş bir kız ile zamanını boşa harcamayı bırakıp, Open Subtitles على الشرطة المحلية أن تقوم أن تتوقف عن تبذير المزيد من الوقت
    Hey. Hey. Etraftaki şeyleri tamir etmeyi bırakmanı söylemiştim. Open Subtitles أنتَ، لقد أخبرتك أن تتوقف عن إصلاح الأشياء
    Onun etrafında dolanmanı istemiyorum ve ona dev kutularda bir şeyler yollamayı bırakmanı istiyorum. Open Subtitles اريدك أن تتوقف عن التسكع حولها و أريدك أن تتوقف عن إرسال صناديق عملاقة مملؤة بأشياء.
    Beni bu şekilde izlemeyi bırakmalısın. Bu iş gittikçe tuhaflaşıyor. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن تتبعي هكذا يزداد هذا غرابة نوعاً ما
    Bunu söylemeyi bırakmalısın. Demek istediğim, ben sakinliğimi kaybetmem. Open Subtitles ينبغي أن تتوقف عن قول ذلك المهم هو ، انا لا أفقد صوابي
    - Hayır, hayır. Sadece çalışıyorum. - Beni takip etmeyi bırakmalısın. Open Subtitles لا ,لا , لا ,أنا أسعى وراء عملى يجب أن تتوقف عن ملاحقتى
    Burnuna "süper koklayıcı" demeyi bırakmalısın. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن تسميتك لأنفك بالشم الخارق
    Dostum saçmalamayı kes artık. Sikeyim seni! Open Subtitles يجب عليك أن تتوقف عن هذا الهراء , اللعنة عليك
    - kes artık. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن الكلام يا إلهي
    Kendini babanla karşılaştırmayı kesmelisin. İkiniz farklı insanlarsınız. Open Subtitles من الضروري أن تتوقف عن مقارنة نفسك بوالدك فأنتما شخصين مختلفين
    Ya da belki çalışanlarının önünde bağırmayı kesmelisin. Open Subtitles أو ربما يجب عليك أن تتوقف عن الصراخ امام موظفيك
    Sen yavaştan ilerlemeyi bırak ve ellerini başının arkasına koy. Open Subtitles عليك أن تتوقف عن المسير و ترفع يديك أعلى رأسك
    Neler yaşadığını bilmiyorum ama Taylor'a ve işine önem veriyorsan ve arkasında bıraktıklarına, sorun çıkarmaktan vazgeç. Open Subtitles ولكن إذا ما كنت فعلا تهتم بتايلور وأعماله وما تركه خلفه عليك أن تتوقف عن إثارة المشاكل
    Artık bir son ver, tamam mı? Biz bir çift değiliz. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن هذا نحن لسنا أصدقاء أو أحباء
    Şimdi tüm bu tavırları bırakabilirsin değil mi? Open Subtitles أتعرف يمكنك أن تتوقف عن التمثيليه الحمقاء
    Şu televizyona bakmayı bırakıp beni tatile götürmeye söz vermiştin. Open Subtitles لقد وعدتني أن تتوقف عن مشاهدة التلفاز وتأخذني بعطلة
    Buraya beni rahatsız etmeyi bırakmanı söylemeye geldim. Open Subtitles جئت هنا كي أخبرك أن تتوقف عن إزعاجي.
    Her şeye bu kadar çok şeker koymayı bırakmanı istiyorum. Open Subtitles أريدكَ أن تتوقف عن وضع الكثير من السكر في كلّ شيء
    Özür dilemeni değil artık şunu kesmeni istiyorum! Open Subtitles لا أريدك أن تتأسف أريدك أن تتوقف عن هذا الشيء
    Bak, şunu yapmayı kessen iyi olacak. Günün birinde çocuğun olmasını isteyebilirsin. Open Subtitles من الأفضل أن تتوقف عن هذا الشيء، قد ترغب في إنجاب الأطفال ذات يوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more