"أن تدمر" - Translation from Arabic to Turkish

• yok etmeden
• yok etmek
• yok etmeye
• yok etmeni
• mahvedebilir
• yok edilmesini

Bu da, yaptıkları müthiş şeyleri, kendi döllerini koruyacak yeri yok etmeden yapmanın yolunu buldukları anlamına gelir.
وهذا يعني أن تجد طريقة لتقوم بما تقوم به بدون أن تدمر المكان الذي سيعتني بذريتها.

Sevdiğin her şeyi yok etmeden, anlayışını değiştir.
من فضلك, تخلي عن احتقارك للحياة قبل أن تدمر كل ما هو عزيز في حياتك

O Bilgisayar'ı yok etmek zorundasın ve sonra buradan uzaklaş.
يجب أن تدمر هذ الحاسوب ومن ثم غادر هذا المكان

Seni yok etmek istiyorlar...
لا تثق بأي أحد يريد أن يدمرك يجب أن تدمر أي أحد

Herkes efsaneyi biliyor. Hera'nın Herkül'ü nasıl yok etmeye uğraştığını.
الجميع يعرف الأسطورة، كيف أرادت (هيرا) أن تدمر (هرقل)

O kasetleri yok etmeni söylediğimi sanıyordum.
و أعتقد أنني أخبرتك أن تدمر كل أشؤطة الفيديو

Bu hikaye senin geleceğini mahvedebilir... ve bende bunun olmasına izin veremem.
هذه القصة من الممكن أن تدمر حياتك و انا لن أسمح بذلك

Çünkü bu dünyayı yok etmeden seni yenmemin tek yolu.
لأنه خياري الوحيد لهزيمتك قبل أن تدمر عالمنا

Dan, Serena'yı gördüğün zaman her ne planlıyorsa, ailemizi yok etmeden önce ona durmasını söyler misin?
دان, عندما ترى سيرينا رجاءا أخبرها بأن تتوقف عن ما يكن تخطط له قبل أن تدمر هذه العائلة.

Böylece arkadaşlarımız kurtarıp o hava makinesini, dünyamızı yok etmeden önce yok edebiliriz.
أملنا الوحيد أن نعمل معا , بتخليص أصدقائنا, وتدمير آلة الطقس قبل أن تدمر عالمنا.

Mutfakta kalanları yok etmeden yumurtaları alıp gitsen iyi olabilir.
.... قبل أن تدمر ما تبقي في المطبخ أيمكنك أن تأخذ البيض وترحل؟

- Yarattığımız her şeyi yok etmeden tatmin olmayacak.
لن ترضى إلى أن تدمر كل شئ فعلناه هنا

Mutant olmayan herkesi yok etmek mi istiyorsun yada evrimi oluşturmak mı
هل تريد أن تدمر غير المسوخ فحسب؟ حتى تتمكن من إختلاق تطوّر!

Her şeye yeniden ekonomisini ve sektörleri yok etmek isteyen Dünya yapmak
أنت تريد أن تدمر الصناعات والاقتصاد في جميع أنحاء العالم لتفعلها

Yani, yaratabilmek için gelişimi engelleyen eski paradigmaları yok etmek gerekir.
أعني، حتى تتمكن من صنعها يجب أن تدمر النماذج البالية. التي تمنع المضي، أتعلم هذا ما تدور هذه اللوحة عنه.

Bu ondan öğrendiğim nice kıymetli dersten bir tanesidir. Eğer hayatınızda bir şeyi yok etmek istiyorsanız, bir sivilceyi, bir lekeyi veya bir insan ruhunu, bütün yapmanız gereken onu kalın duvarlarla çevrelemek.
ومنها تعلمت, بالإضافة إلى كثير من اللأمور, درساً قيماً للغاية. أنه إذا أردت أن تدمر شيء ما في هذه الحياة, سواء كان حبة شباب أو بثرة أو روحاً بشرية, كل ماعليك فعله هو إحاطته بجدران سميكة,

Molly'nin kan örneğini yok etmeye kalktı.
حاولت أن تدمر عينة من دماء "مولي"

Çitimizi yıkmaya, kasabamızı yok etmeye çalıştı.
حاولت أن تدمر سياجنا وبلدتنا.

Kendi kendini yok etmeni istiyorum.
حسنا, أتمنى أن تدمر نفسك

Bu sanal silahlar fiziksel dünyayı da mahvedebilir.
يمكن أن تدمر هذه الأسلحة العالم المادي أيضا.

O gazların derhal yok edilmesini istiyorum.
أريد أن تدمر خزانات الغاز تلك فورا