Onları görmek mi istiyorsun yoksa onlara hava atmak mı? | Open Subtitles | أتريد أن تراهم أم تريد أن تتظاهر أمامهم؟ |
Onları görmek istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريد أن تراهم ؟ |
- Onları görmek hoşuna gider, öyle değil mi? | Open Subtitles | -ألا تريد أن تراهم ؟ -طبعاً، أريد ذلك |
Kes şunu ! Onları görebiliyor musun ? | Open Subtitles | توقفى ، توقفى أيمكنك أن تراهم ؟ |
Şimdi görebiliyor musun? | Open Subtitles | يمكن أن تراهم الآن؟ |
Ama kuşlarım sevimlidir! Onları görmelisiniz, Yargıç! | Open Subtitles | لكن طيورى جميله يجب أن تراهم أيها القاضى |
Onları birlikte görmelisiniz. Koşuyorlar, yemek yapıyorlar ve konuşuyorlar. | Open Subtitles | يجب أن تراهم إنهما يركضان ويطبخان ويتكلمان |
Onları görmeliydin, Mike-- çok mutlu, samimi ve güneş yanığı görünüyorlardı. | Open Subtitles | " كان عليكَ أن تراهم يا " مايك سعيدون جداً و قريبون من بعضهم و متشمسون |
- Onları görmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تحتاج أن تراهم ؟ |
Onları görmek isteyeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت بأنّك تود أن تراهم. |
- Onları görmek çok zor. | Open Subtitles | ومن العسير أن تراهم. |
Beni görmek Onları görmek demek. | Open Subtitles | أن تراني، معناه أن تراهم. |
Onları görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تراهم ؟ |
Nick, Trubel ve baban onları görebiliyor. | Open Subtitles | و(نيك) يستطيع أن براهم ترابل) تستطيع أن تراهم), ووالدك كان يستطيع أن يراهم. |
- O da onları görebiliyor mu? | Open Subtitles | هل يمكنها أن تراهم أيضاً |
Onları görmelisiniz. | Open Subtitles | حولها طوال الوقت، وعليك أن تراهم |
Ama onları bir de saçlarını yaptırmaya geldiklerinde görmelisiniz."Vito saçımı yaptığında bir hafta bozulmuyor." | Open Subtitles | ..لكنك يجب أن تراهم عندما يأتون إلي ليحصلوا على تسريحات الشعر "فيتو، تذكر، تسريحة مثل تسريحتك تبقى لأسابيع" |
Aslında ödünç almıştım. Kesinlikle harikalar, görmelisiniz. | Open Subtitles | فيالواقع،لا يعلمعنهمأحدالكثير، إنـّها رائعة للغاية يجب أن تراهم... |
Scott, onları karanlıkta görmeliydin. Sanki hava onların etrafında... titreşiyordu. | Open Subtitles | (سكوت)، يجب أن تراهم في الظلام، وكأنّ الهواء من حولهم يتذبذب. |
-Evet, görmeliydin. | Open Subtitles | -أجل, كان يجب أن تراهم |