Sen kendin için yaşamımı sorgulamamı isteyemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تطلب مني تبرير حياتي إليك |
O sayede, sanırım, onlardan benimle gelip küçük bir durum değerlendirmesi yapmalarını isteyebilirsin. | Open Subtitles | بالمناسبة ، هل يمكن أن تطلب منهم الإنضمام لنا فى إجتماع سريع ؟ |
Bay Pindepis, 4,000 ton sipariş etmek istiyorum. | Open Subtitles | سيد بيديبس أتمنى أن تطلب لنا أربعة آلاف طن من الشاي |
Birinden kemik iliğini bağışlamasını istemek çok şey demek. | Open Subtitles | إنه لكثير أن تطلب من أحد التبرع لنخاع عظمه |
İstemen yeter. | Open Subtitles | على مهلك يا فتى كل ما عليك فعله هو أن تطلب |
O zaman, bütün kozlar sendeyse... Belki de bir şey daha istemelisin. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا كنت صاحب اليد العليا ربما بإمكانك أن تطلب أمراً آخر |
Sadece o da değil, herhangi bir devlet hukuki olarak bu anahtarı verilerine ulaşmak için isteyebilir ve bu senin haberin bile olmadan gerçekleşebilir. | TED | ولكن ليس هذا فقط، يمكن أن تطلب أي حكومة بشكل قانوني مفتاح التشفير وتحصل على بياناتك الخاصة. وكل هذا بدون علمك بذلك. |
Her bir kelimenin tekrar edilmesini isteyemezsiniz. | TED | لا يمكنك أن تطلب منهم أن يعيدوا كل كلمة قالوها. |
Kuzeninden iste... hükümet sanat çalışmalarını destekliyor, onun kağıtlara erişimi vardır. | Open Subtitles | يمكن أن تطلب من قريبك الحكومة تدعم سفينة الفن خاصته يمكنه استصدار تصريحات كهذه |
Mutfağa benim için bir şeyler hazırlamalarını söyler misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تطلب من المطبخ أن يجلبوا شيئاً ما لي ؟ |
Ayrılmak üzere olduğu birinden karaciğerinin yarısını isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن تطلب من المرأة التي ستترك التبرع نصف كبدها |
Arınmak için çok uğraştı. Ondan bunu isteyemezsin. | Open Subtitles | لقد كافح بجد كي يكون نظيفاً لا يمكنك أن تطلب منه فعل هذا |
Benden bunu isteyemezsin. Kimseden isteyemezsin... başka ne yapabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تطلب مني هذا لا يُمكنك أن تطلُب ذلك من أي شخص |
Birisinden saçına kaka yaptıktan sonra iguanasından kurtulmasını isteyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تطلب من شخص ما أن يتخلص من الإغوانا بعد أن تتغوط على شعرك |
Böylece benden onları bollaştırtmamı isteyebilirsin. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، من الممكن أن تطلب منّي إراختهُم قليلاً |
- Bir şeyler sipariş etmek ister misin dostum? | Open Subtitles | هل تُود أن تطلب شيئاً من خدمة الغرف ، يا صاح ؟ بالتأكيد |
Anlaşma isteyecekler. İstemek zorundalar. | Open Subtitles | إذا كنت ستطلب بنودا للمعاهدة فيجب أن تطلب بنودا للمعاهدة |
Bir yere gitmek istediğinde ya da başka bir şey lazım olduğunda sadece istemen yeterli demiştim sana. | Open Subtitles | دائماً أُخبرك ,إذا أردت توصيلة لأى مكان كل ما عليك فعله أن تطلب ذلك منى |
Hiç unutmam, babam bir gün demişti ki, eğer bir gün birinin ruhunu görmek istersen sana hayallerini göstermesini istemelisin. | Open Subtitles | أتذكر أن أبي قال مرة إن أردت أن تنظر إلى روح أحدهم... فيجب أن تطلب منه أن يطلعك على أحلامه... |
İtfaiyeden bizim için kapıyı açmalarını isteyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تطلب من قسم الإطفاء أن يفتح لنا البوابة؟ |
Şayet onlarla hiçbir etkileşimde bulunmamışsanız, kimseden zorluklarla elde ettikleri kişisel etki akçesinizi sizin için kullanmasını isteyemezsiniz. | TED | لا يمكنك أن تطلب من شخص ما أن يستخدم شخصيته المؤثرة التي كسبها بصعوبة نيابة عنك إذا لم يكن لديك أي تفاعل معهم. |
Çiçeği burnunda başkanımıza benim müsaademi alman gerektiğini mi söyledin? | Open Subtitles | هل أخبرت رئيسنا الجديد بأن كان عليك أن تطلب إذني؟ |
"Bir hayaletten kurtulmanın en basit yolu, Ondan gitmesini açıkça talep etmektir." | Open Subtitles | أسهل طريقة للتخلص من الروح هو أن تطلب منها ببساطة أن ترحل |
Prodüksiyon için onlardan para istemeyi düşündünüz mü? | Open Subtitles | أكنت تنوي أن تطلب منهم مالاً لإنتاج الفيلم ؟ |
Şu profesörünüzün yasa dışı erişimler yapmanı istemesi sana normal mi geliyordu? | Open Subtitles | هل كان من الطبيعي لمعلمتك هذه أن تطلب منك اختراقات غير قانونية؟ |
Evet, tuvalette bulunan bir yüzükle evlilik teklif etmek, pek romantik görünmüyor. | Open Subtitles | أجل، أجل، لكن لا يبدو رومنسياً أن تطلب الزواج بخاتم و جب علينا إصطياده من المرحاض، تعلم؟ |