Sizin işiniz onu geri getirmek, ki biz de işimize bakalım. | Open Subtitles | مهمتك أنت أن تعيدها إلى هنا حتى تكمل شأنها هنا |
onu geri veremezsin. Mavi eteğinle ne giyeceksin? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعيدها ماذا سترتدي مع تنورتك الزرقاء؟ |
Ben neredeyse okadar kalmıştım. onu geri getirebileceğini biliyorsun. | Open Subtitles | لقد سبق وأن بقيت تلك المدة تعرف أنك يمكن أن تعيدها |
Onu gördüğünde bunu geri verir misin? | Open Subtitles | هل من الممكن أن تعيدها له عندما تراه؟ |
Hey, bunu geri vermelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تعيدها له |
onu geri kazanmanı sağlayacağım. | Open Subtitles | اذا أردت العودة سأُساعدُك أن تعيدها |
Ben onu geri verip paramızı geri almak istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعيدها وتعيد لنا نقودنا |
Ve onu geri almak istiyorsan bir oyun oynamalısın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تعيدها فعليك أن تلعب لعبة |
onu geri getirmelisin, seni opmemden nefret ediyor. | Open Subtitles | عليك أن تعيدها إنها تكره تقبيلي لك |
Şimdi onu geri istiyorum. | Open Subtitles | والآن أريدك أن تعيدها. |
Onu aldılar. onu geri getirmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعيدها أتفهمني ؟ |
onu geri vermek zorundasın, John. | Open Subtitles | يجب أن تعيدها جون |
April'dan daha iyi görebilir ki? onu geri al yoksa ben de bırakırım. | Open Subtitles | إما أن تعيدها أو سأستقيل |
onu geri alabilir miyim lütfen. | Open Subtitles | يسعدني أن تعيدها لي رجاء |
onu geri getirecek bir dua yok. | Open Subtitles | لا وجود لصلاة يُمكن أن تعيدها |
onu geri getir. | Open Subtitles | أن تعيدها |
- İyisi mi bunu geri götür. | Open Subtitles | - يفضل أن تعيدها |