"أن تكذبي" - Translation from Arabic to Turkish

    • yalan söylemek
        
    • yalan söylemeni
        
    • yalan söyledin
        
    • yalan söylemen
        
    • yalan söylersin
        
    • yalan söyleyemezsin
        
    • yalan söylememeliydin
        
    • yalan söyleyebilirim
        
    • yalan söylemenizi istedi mi
        
    Yani yalan söylemek ve bir çeşit uzaylı istilacılar gibi bana işkence etmenin sorun olmadığını düşündün. Open Subtitles حسناً، ظننتِ إذاً ألّا بأس في أن تكذبي و تعذّبيني و كأنّكِ غازية من الفضاء؟
    Sadece babana yalan söylemek hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا أحبك أن تكذبي على والدك فحسب، أتعرفين؟
    Hastaya yalan söylemeni istemiyorum. Hastaya yalan söylemeyi istemeni istiyorum. Open Subtitles لا أريدكِ أن تكذبي على المريض وحسب بل أريدكِ أن ترغبي بالكذب عليه
    Senatodan onay aldığın dönemde de ölümcül kanser hastasıydın ve kanser olduğunu saklayarak Amerikan halkına yalan söyledin. Open Subtitles أنك تموتين من السرطان، أنك كنت تعانين من سرطان في مراحله الأخيرة خلال المحاكمات السابقة، أنك اخترت أن تكذبي وتخفي مرضك القاتل
    Kararımı değiştirmek için yalan söylemen biraz tatlı, biraz da kaltakça. Open Subtitles جميل منك أن تكذبي من أجلي لتبني الثقة عندي لكن هذا نوع من البذاءة
    Senin için yaptıklarımdan sonra, bana nasıl yalan söylersin? Open Subtitles بعد كل شيء فعلته لأجلك كيف بإمكانك أن تكذبي علي؟
    Kendi gözlerimle gördüğüm için bana yalan söyleyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تكذبي علي لأني رأيت ذلك بأم عيني
    Sen de bu konu hakkında yalan söylememeliydin, değil mi? Open Subtitles وأنت لم يكن من المفترض أن تكذبي بشأنه أيضاً,أليس كذلك؟
    yalan söylemek günahtır ama, sen inanıyorsun değil mi? Open Subtitles حسناً, من الخطيئة أن تكذبي ولكن مالذي لا تؤمنين به؟
    Bana yalan söylemek istemiyorsun, ama evime giriyorsun ve benden çalmaya çalışıyorsun. Open Subtitles لم تريدي أن تكذبي علي لكنّك إقتحمت بيتي
    Ama o konuda yalan söylemek zorunda değildin. Open Subtitles أنت لم يكن عليك أن تكذبي بشأنه فحسب
    Böyle yalan söylemek senin için kolay olmasa gerek. Open Subtitles لا بد أنه كان من الصعب عليك أن تكذبي
    Ben yalan söylemeni istediğim zaman yalan söyleyeceksin. Başka bir seçeneğin yok. Open Subtitles سوف تكذبين لو أخبرتِك أن تكذبي ليس لديكِ خيار
    Senden benim için Luc hakkında yalan söylemeni istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد أن أطلب منكِ أن تكذبي بشأن "لوك"
    Bak, Eğer çavuş Nixon senden cuma akşamıyla ilgili yalan söylemeni istediyse, neyi örtbas etmiş olabileceğini bir düşünmeni istiyorum. Open Subtitles ف إذا الرقيب نيكسون سألك أن تكذبي من أجله فيما يتعلق ب مساء الجمعة يجب أن تعيدي التفكير حول ما تتسترين عليه هناك إمرأة كادت أن تقتل
    Hayır... yalan söyledin... ama sen yalan söyleyemezsin. Open Subtitles لا، لقد كذبت لكن لا يمكنك أن تكذبي
    - Yüzüme baka baka nasıl yalan söyledin? Open Subtitles ــ كيف أمكنكِ أن تكذبي عَلَي في وجهي ؟
    Sana yalan söylediğimde bu hoşuna gitmemişti ama şimdi senin bana yalan söylemen normal mi? Open Subtitles لم تحبّي حين كذبت عليكِ ولكن الآن، لا بأس في أن تكذبي عليّ؟
    Senin için yaptıklarımdan sonra, bana nasıl yalan söylersin? Open Subtitles بعد كل شيء فعلته لأجلك كيف بإمكانك أن تكذبي علي؟
    Annene yalan söylememeliydin. Hatta buraya da gelmemeliydin. Open Subtitles لا يجب أن تكذبي على أمكِ و لايجب أن تكوني هنا أيضاً
    - Hayır, "yalan söyleyebilirim" demek bu. Open Subtitles -لا، تعني أنه يمكنكِ أن تكذبي..
    - Bayan Florrick bugün Bay Sweeney size buraya gelmenizden önce sizden yalan söylemenizi istedi mi? Open Subtitles ...سيدة فلوريك هل تحدث معكِ كولين سويني قبل شهادتك اليوم طالبًا منكِ أن تكذبي من أجله؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more