Walter, bir kereliğine Mutlu olmayı denemelisin bence. | Open Subtitles | تعلم والتر لمرة واحدة فقط أظن أن عليك أن تحاول أن تكون سعيداً |
Ama bunu bilmek Mutlu olmayı imkansızlaştırıyor. | Open Subtitles | ولكن معرفة ذلك تجعلك من المستحيل أن تكون سعيداً |
Çünkü her şeye rağmen Patrick, senin mutlu olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لأنه، وبالرغم من كل شيء، أريدك فقط أن تكون سعيداً. |
Her gün odaklanacağın bir işin olduğu için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً بإمتلاكك وظيفة لتركز عليها كل يوم. |
Mutlu olmakla ilgiliydi. | Open Subtitles | بل بشأن أن تكون سعيداً |
Yani, o kadar çok şey yaşamışsın ki. Nasıl böyle mutlu olabiliyorsun? | Open Subtitles | لقد مررت بالكثير كيف يمكنك أن تكون سعيداً جداً ؟ |
Senin tekrar mutlu olduğunu... istediğini hissediyorum... tıpkı eski günlerde buraya geldiğin zamanki gibi. | Open Subtitles | أشعر بأنها... تريدك أن تكون سعيداً مرة اخرى... .. |
Anneniz yeniden evlendi diye mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون سعيداً لأن والدتك تزوجت مرة أخرى |
Onbaşı Paulo, mutlu olmak istiyorsan, önce beni mutlu etmelisin. | Open Subtitles | عريف بولو تريد أن تكون سعيداً ؟ إذا أجعلني سعيد |
Bu, Mutlu olmayı hak etmediğiniz anlamına gelmez. | Open Subtitles | سيدي. هذا لا يعني أنك لا تستحق أن تكون سعيداً. |
Annemin hakkettiği kadar Mutlu olmayı sen de hakkediyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّك تستحق أن تكون سعيداً بقدر ما تستحق أمي، إتفقنا؟ |
Benim için Mutlu olmayı deneyemez misin? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تحاول أن تكون سعيداً لأجلي؟ |
Hayır, düşünmüyordum. Mutlu olmayı hak ediyorsun demek istedim. | Open Subtitles | كلا , قصدت بأنك تستحق أن تكون سعيداً |
Öyle birini kaybetmenin ne demek olduğunu bilemem fakat... senin mutlu olmanı isterdi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن , لا أعرف ما هو شعور فقدان شخص ما هكذا لكن أعتقد أنها لكانت تريدك أن تكون سعيداً |
Ayrıca, onlar için çok önemlisin. Ve mutlu olmanı istiyorlar. | Open Subtitles | ،بالإضافة،أنت تعني الكثير لهم ويردون منك أن تكون سعيداً |
Evet, çok mutluyum, ve senin de mutlu olmanı istiyorum. | Open Subtitles | نعم أنا سعيدة للغاية وأريدك أن تكون سعيداً أيضاً |
Şu anda acil bir durum olduğu için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً جداً أننى لديّ حالة طارئة الآن |
Her neyse, mutlu olmalısın. Nişanlandın. | Open Subtitles | على أيّة حال, ينبغي عليك أن تكون سعيداً أنت في مرحلة خطوبة |
Bu işe atladıgın için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تكون سعيداً جداً بأدائك هذا العمل |
Mutlu olmakla alakalıydı. | Open Subtitles | بل بشأن أن تكون سعيداً |
Nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكن لك أن تكون سعيداً هكذا ؟ |
Luke, tanıştığın her kadınla yatarak nasıl mutlu olabiliyorsun? | Open Subtitles | لوك) كيف لك) أن تكون سعيداً بالنوم مع كل إمرأة تُقابلها؟ |
mutlu olmanı istiyor Henry... ama benimleyken mutlu olduğunu da görebiliyormuş. | Open Subtitles | تقول لك أنها تريدك أن تكون سعيداً,هنري... .. وتقول أنك ستكون سعيداً معي |
Hala kızabildiği için mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكون سعيداً أن مرضاك على الأقل يغضبون |
Eğlenmek istiyorum. mutlu olmak istiyorum. Sen de bu kadar ciddi olmak yerine biraz mutlu olmalısın. | Open Subtitles | أريد أن أستمتع قليلاً ، أريد أن أكون سعيدة حاول أن تكون سعيداً بدلاً من هذا العبوس الشديد |