"أن حياتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatının
        
    Senin yüzünden hayatının mahvolduğunu düşünüyorsun ve bu yüzden kendini suçlu hissediyorsun. Open Subtitles كنت تتحدث بنوع ,من تأنيب الضمير أن حياتها قد خُربت ... بسببك
    Bir önemli sınırlama, asla hayatının tehlikede olduğunu söyleyemezsin. Open Subtitles أوه قيد واحد مهم أنت غير مسموح لك ذكر بأي طريقة أن حياتها في خطر
    Saldırıdan ya da yaşadığı durum her neyse o başladıktan sonra hayatının sona erdiğini düşünmek ona cazip gelecektir. Open Subtitles وستميل للإعتقاد أن حياتها انتهت بعد الهجوم أو بعده بدأت
    Zavallı kız hayatının tehlikede olduğunu dahi bilmiyor. Open Subtitles الفتاة المسكينة لاتعرف أن.. حياتها في خطر
    Tüm hayatının bilgisayarında olduğunu söyledi, ve ben o şeyi defalarca ve defalarca gözden geçirdim. Open Subtitles لقد قالت أن حياتها بالكامل على حاسوبها و قد مررت عليه مراراً و تكراراً
    Eğer hayatının tehlikede olduğunu hissetseydi kaçardı, yemek hazırlamazdı. Open Subtitles لو شعرت أن حياتها في موضع تهديد ،فهي سوف تهرب ولن تقوم بصنع العشاء
    hayatının babamla tanıştığında başladığını söyledi. Open Subtitles كانت تقول دوماً أن حياتها بدأت يوم إلتقت بوالدي.
    Mesela hayatının berbat durumda olduğunu biliyoruz. Open Subtitles فمثلاً، فنحن نعلم بالفعل أن حياتها فوضي.
    Nereye demek istediğini düşündü. hayatının daha güzel olacağı söylenmiş. Open Subtitles تعتقد إنها وصلت لإستنتاج حيث حسبت أن حياتها ستكون ملكها في يومٍ مــا.
    Kızınız burada hayatının ruhani boyutunun eksik olduğunu keşfetti. Open Subtitles لقد اكتشفَتْ ابنتك هنا أن حياتها افتقرت للبعد الروحي.
    12 yaşına geldiğinde, hayatının bittiğini sanıyordu. Open Subtitles عندما كانت في سن الـ 12 اعتقدت أن حياتها انتهت
    Bir önemli sınırlama, asla hayatının tehlikede olduğunu söyleyemezsin. Open Subtitles أوه قيد واحد مهم أنت غير مسموح لك ذكر بأي طريقة أن حياتها في خطر
    - hayatının risk altında olduğunu söyledi. Open Subtitles لذلك أخبرتني، أن حياتها فى خطر
    Ona olanları anlattığınızda sadece kazayı öğrenmekle kalmıyor... hayatının aslında bir kurmaca olduğunu da farkediyor. Open Subtitles عندما تخبرونها... فهي لا تكتشف أمر الحادث فقط... ولكنها تكتشف أن حياتها ما هي إلا تكرار متواصل
    Onun hayatının seninkiyle değiştirileceğini biliyordun. Open Subtitles علمت أن حياتها كانت سوف تستبدل بحياتك
    Onun hayatının seninkiyle değiştirileceğini biliyordun. Open Subtitles علمت أن حياتها كانت سوف تستبدل بحياتك
    "Erkekler-ve-Uçuklar" diye bir siteye katıldıktan sonra hayatının daha iyi olduğunu yazmış. Open Subtitles قالت أن حياتها أصبحت أفضل بكثير بعد أن إنظمت لموقع يسمّى "هو والهربس"
    Peki, hayatının şu anda tehlikede olmadığını nereden biliyorsun? Open Subtitles كيف تعلم أن حياتها ليست في خطر حقاً؟
    Onu uyarmaya gelmiştim. hayatının tehlikede olmasından korkuyorum. Open Subtitles أتيت لأحذرها أخشى أن حياتها في خطر
    hayatının tehlikede olduğunu düşünüyor. Onunla aynı fikirde olmaya başladım. Open Subtitles تعتقد أن حياتها في خطر بدأت أتفق معها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more