Özellikle bir şey anlatmadı ama eski erkek arkadaşının şehre döndüğünü biliyorum. | Open Subtitles | هي لم تقول بالتحديد، لكن أعرف أن صديقها السابق عاد إلى المدينة. |
Kadının biri aradı ve erkek arkadaşının bugünkü terörist saldırılarıyla bir bağlantısı olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | لقد اتصلت إحداهن، وتقول أن صديقها ربما يكون لديه علاقة بأحداث اليوم الإرهابية |
Bana son erkek arkadaşının Asya'lı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني أن صديقها الحميم الأسبق كان آسيوياً |
Sen erkek arkadaşının gizemli olduğunu, ve garip inanışları olduğunu söylememişmiydin? | Open Subtitles | ألم تقول أن صديقها الحميم كان يمارس الطقوس السحريه ، و الإعتقادات الغريبة؟ |
Ama, sanırım, eski erkek arkadaşının... | Open Subtitles | و لكن، .. أعتقد أن صديقها السابق |
erkek arkadaşının verdiğini söylemişti. | Open Subtitles | واخبرتنى أن صديقها الحميم اهداها لها |
Jenna da son iletisinde erkek arkadaşının cinayet günü evde olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لا نشاط على هاتفه أو بطاقات الائتمان وآخر منشور ل(جينا) قالت فيه "أن صديقها "كان في المنزل يوم إرتكاب الجرائم |