"أن ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığı
        
    • olmadığına
        
    • bile yok
        
    • olmamasına
        
    • olmaması
        
    Aynı zamanda söylemek istediğim, açık denizlerde tek gördüğümüzün kötümserlik olmadığı. TED ما أود أن أقوله أن ليس قدر مشؤوم وسوداوي كل ما هو في أعالي البحار
    Hayır, her şey mükemmel bir şekilde oturmuyor, ama bu çok büyük bir ihtimalle burada bir şeyler olmadığı anlamına gelmez. TED لا ، ليس كل مرتب بشكل مناسب في النموذج، ولكن هذا لا يعني أن ليس هناك شيئا ما يجري على أعلى المستويات الممكنة.
    Yani bu endişelenmemiz gereken bir şey olmadığı anlamına mı geliyor? TED فهل هذا يعني أن ليس هناك ما يدعو للقلق؟
    Yapabileceğim başka bir şey olmadığına emin misin? Open Subtitles متأكده أن ليس هناك أي شئ أستطيع أن أفعله لكي ؟
    Bu akşam için planın olmadığına göre benimle yemek yemeye ne dersin? Open Subtitles بما أن ليس لديك خطط الليلة... ربما تريد الذهاب معى الى العشاء؟
    Kardeşlik örgütüne ne olduğu hakkında tek bir ipucu bile yok. Open Subtitles يبدو أن ليس هناك أي دليل على ما حدث لتنظيم الاخوة
    Gece gece yapacak daha güzel bir şeyinin olmamasına inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أن ليس لديك أمراً أهم للقيام به في مساءك
    Bu adamların savaş tecrübesi olmadığı belli. Open Subtitles يمكننى أن أخبر هؤلاء الرِجال أن ليس عندهم خبرة القتال
    Bu, onun söyleyecek bir şeyi olmadığı anlamına gelmez. Open Subtitles كما قلتي أنه ليس من النوع المتكلم هذا لايعني أن ليس لديه ما يقوله
    Mesele, seni teslim almaya hakları olup olmadığı değildi isteyiş tarzlarıydı. Open Subtitles لم يكن ذلك بدعوى أن ليس لهم حق في القبض عليك بل بسبب طريقة طلبهم
    Mesele, seni teslim almaya hakları olup olmadığı değildi isteyiş tarzlarıydı. Open Subtitles لم يكن ذلك بدعوى أن ليس لهم حق في القبض عليك بل بسبب طريقة طلبهم
    Ki, bu sorunun ciğerlerine kaçırdığı hava kabarcığıyla alakalı olmadığı anlamına gelir. Open Subtitles مما يعني أن ليس له علاقة بالأشياء التي يتعاطى
    Fazla bir hasar olmadığı ve bedelini ödediğin için bu seferlik affediyorum. Open Subtitles بما أن ليس هناك إصابات وأعدت العملة من أجل ذلك سأدعكِ ترحلين هذه المرة
    Çok garip. Ortalık, içeride kedi varmış gibi kokuyor, ama kedi olmadığına dair bahse girerim. Open Subtitles هذا غريب جداً , تبدو رائحته أن هنالك قط لكن أراهن أن ليس هناك قط
    Sen de onun art niyetli veya her neyse ondan olmadığına inanıyorsunuz. Open Subtitles وأنت تعتقد أن ليس لديها نوايا خفية أو ما شابه؟
    Hayatında yakın hissettiği bir kişi bile olmadığına inanmıyorum. Open Subtitles لا أُصدق أن ليس هُنا شخصٌ ما في حياته شخصٌ ما مقرب له
    Destek çağırmamıza gerek olmadığına emin misin? Open Subtitles هل أنت متأكدة أن ليس علينا أن نطلب الدعم؟
    olmadığına eminim. Ama bulabileceğinize de eminim. Open Subtitles أنا متيقن تقريبا أن ليس لديك رقمه لكني أيضا متيقن أن بوسعك الحصول عليه
    Ama sevgi dolu bir dostluğun gücü hakkında en ufak bir fikrin bile yok. Open Subtitles ولكن من الواضح أن ليس لديك أدنى فكرة عن قوة علاقة الحب
    Görünüşe göre herkesin de bu kulağa takılan şeylere ihtiyacı yok çünkü bende olmamasına rağmen beynim hiç etkilenmedi. Open Subtitles حسنًا، من الواضح أن ليس كل شخص بحاجة لشيء الأذن ذلك لأني ليس لدي واحدة ولم يتأثر عقلي
    Yaşın ve daha önce sabıka kaydın olmaması sebebiyle Narkotik suçlamaları kabul etmen karşılığında şartlı tahliye vermek istiyor. Open Subtitles الآن، بسبب عمرك والواقع أن ليس لديكِ سجل مسبق، المُدّعِي العامّ يرغب بأن يعطيكِ فترة إختبار بمقابل لإقرارك بالذنب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more