"أن نأتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelebiliriz
        
    • gelip
        
    • gelmeden
        
    • geldik
        
    • gitmemizi
        
    • gelmeyelim
        
    • gelmeliyiz
        
    • istedi
        
    Ya da sizin için daha uygunsa biz de gelebiliriz. Open Subtitles أو إن كان أريح لك يمكننا أن نأتي نحن إليك
    Ne zaman istersen buraya gelebiliriz, tamam mı? Open Subtitles و يمكننا أن نأتي إلى هنا متى شئت, اتفقنا؟
    Madem paranın yerini biliyordun, neden baştan gelip, beklemedik ki? Open Subtitles عرفت مكان المال منذ البداية كل ما كان علينا أن نفعله هو أن نأتي لهنا والانتظار
    Sence buraya gelmeden önce neyle karşılaşacağımızı biliyorlar mıydı ? Open Subtitles هل تظن أنهم كانوا يعلمون ما الذي هنا قبل أن نأتي ؟
    Siktirin. Bak Komiser, buraya gelmemizi istedin biz de geldik. Open Subtitles أنظر ، حضرة الرقيب طلبت منا أن نأتي وقد أتينا
    Babam oraya gitmemizi istedi, yani, bir planı var, o yüzden O'na güveniyorum. Open Subtitles لقد طلب إلينا والدي أن نأتي لهناك فلا بدّ وأنّ لديه خطّة ما، لذا أثق به
    Lanet! Buraya gelmeyelim demiştim, sana. Open Subtitles سحقا , أخبرتك انه ما كان علينا أن نأتي الى هنا
    - Belki de sonra gelmeliyiz. Open Subtitles - ربما يجب علينا أن نأتي لاحقا؟
    Başkan bir plan oluşturmamızı istedi, biz de bunu yapacağız. Open Subtitles طلب منّا الرئيس أن نأتي بخطةٍ، وهذا ما سوف نفعله
    Ve istediğin zaman buraya gelebiliriz, tamam mı? Open Subtitles و يمكننا أن نأتي إلى هنا متى شئت, اتفقنا؟
    İstersen bir ara ziyarete gelebiliriz. Open Subtitles إذا كنت ترغب، يمكننا أن نأتي مرة أخرى لزيارة بعض الوقت.
    İstediğimiz zaman burayı ziyarete gelebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نأتي هنا في زيارات كما نشاء
    Bazen okula erken gelip çalışabileceğimizi bile düşündüm. Open Subtitles وأنا أفكر أن نأتي مبكراً في الصباح قبل بدء الدراسة
    O zaman birine söylerim! Gerçekten, onu da gelip bulmamızı mı istiyorsun? Open Subtitles سأخبر أحداً ما اذاً، أتريدين أن تفعلي ذلك، أتريدين حقاً أن نأتي ونجدُهم أيضاً؟
    Adama biraz anlayış göster. Buraya her gün gelip nasıl kıçımızı yırttığımızı düşün. Open Subtitles لا تقسي عليه، تعلمين أنه صعب علينا أن نأتي إلى هنا ونجتهد كل يوم
    - Buraya gelmeden once nereye gitsem, surekli kotu olaylar olurdu. Open Subtitles قبل أن نأتي هنا، العديد من المصائب كانت تحدث عندما أكون بالجوار. ماذا تعني؟
    Buraya gelmeden önce, senin yardımın olmadan da gayet iyi idare ediyorduk, Yine başarabiliriz. Open Subtitles لقد استطعنا العيش بدون مساعدتك قبل أن نأتي هنا، وسنفعلها مجدداً
    Buraya gelmeden önce bir şey imzalamadığımıza çok memnunum. Open Subtitles انا سعيد لأننا لم نوقع على أي شيء قبل أن نأتي الى هنا
    Dolayısıyla, hava yastığı kullanamayız. Bu nedenle inişle ilgili çok daha zekice bir fikirle geldik. TED و لذلك لا نستطيع أن نستخدم الوسائد الهوائية. و ذلك توجب علينا أن نأتي بفكرة إبداعية جديدة للهبوط بهذه المركبة.
    Erken geldik. onlar buraya gelince tekrar döneceğiz. Open Subtitles نحن مبكرون جدًا يجب أن نأتي عندما يكونوا هنا
    Tamam, teşekkürler. Oraya geleceğiz. Oraya gitmemizi istiyorlar. Open Subtitles حسناً , سنأتي بالحال يريدوننا أن نأتي إليهم
    Babanın görev süresi uzamış ve bizim de Texas'a gitmemizi istiyor. Open Subtitles لقد تم تمديد مهمه والدكِ ويريدنا أن نأتي الى تكساس
    Lütfen bir daha asla onca yolu İtalya'ya aptal bir şişe şarap için gelmeyelim. Open Subtitles عدني بأننا لن يصبح علينا أن نأتي كل الطريق إلى إيطاليا لأجل قارورة بليدة من النبيذ مرة أخرى..
    Yardıma gelmeyelim mi? Open Subtitles ألا يفترض بنا أن نأتي ونساعدك
    Buraya daha sik gelmeliyiz. Open Subtitles علينا أن نأتي هنا كثيراً
    Buraya daha sık gelmeliyiz. Open Subtitles علينا أن نأتي هنا كثيراً
    Ama töreni burada yapmamızı istedi. Doğru değil mi? Open Subtitles لكنه أرادنا أن نأتي إلى هنا أليس ذلك صحيحاً؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more