Nathan Lloyd'un bu işin içinde olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن ناثان لويد مشترك في هذا |
Tek üzüntüm Nathan'ın burada olmaması ve bunu benimle paylaşamaması. | Open Subtitles | أسفي الوحيد هو أن ناثان ليس هنا للمشاركة معي |
Nathan şimdiye kadar buraya gelmiş olmalıydı. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا أعتقد أن ناثان يجب أن تكون هنا قبل الآن. |
5 inçlik için doğru açıyı yakalayabilirsek Nathan James doğu tarafının icabına bakabilir. | Open Subtitles | إذا أخذنا الموقف الذي يخلق الزاوية اليمنى للبوصة خمس سنوات، يمكن أن ناثان جيمس تأخذ بها الجهة الشرقية. |
Şanslısın ki Nathan Lloyd bu kurulun başkanı. | Open Subtitles | أنت محظوظة أن ناثان لويد هو رئيس المجلس |
Nathan'ın küçüklükten beri Thompson'a sahip olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | هذا لا يعني شيئا , نحن نعرف أن ناثان لديه مرض ثومبسون منذ كان صغيرا. أسم الطفل, "ناثان بريستول". |
Bana kalırsa en büyük problemimiz Nathan'ın depresyonda olduğu için gelip sizinle konuşması. | Open Subtitles | أظن أن أكبر مشاكلنا هي هي أن .ناثان. أتى للتحدث معك لأنه... |
Sahildeyken, "onların" geri geldiği gece Nathan'ın iki saatliğine ortalıktan kaybolduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | في الشاطيء الليلة التي عادوا فيها قلتي أن (ناثان) رحل لساعتين أنه اختفى من بيننا |
Sahildeyken, "onların" geri geldiği gece Nathan'ın iki saatliğine ortalıktan kaybolduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | في الشاطيء الليلة التي عادوا فيها قلتي أن (ناثان) رحل لساعتين أنه اختفى من بيننا |
Nathan'ın antremanda çoğu kez üstsüz dolaştığından bahsetmiy miydim? | Open Subtitles | هل ذكرت لك كيف أن (ناثان) لا يرتدى قميصاً أثناء المران |
Hani Nathan'ın o kostüm partisinde beni öptüğünü söylemiştim ya? | Open Subtitles | أتتذكرين كيف أننى قلت لك أن (ناثان) قبلنى فى الحفلة التنكرية ؟ |
Demek istediğim, Nathan bunu kasten yaptığımı sanıyor. | Open Subtitles | المغزى هو أن (ناثان) يعتقد أنى فعلت ذلك عن قصد |
Nathan'ın formasında kan var galiba. | Open Subtitles | و يبدو أن (ناثان) لديه بعض الدماء على قميصه |
Nathan Scott, oyundan çıkmak zorunda kalacakmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن (ناثان سكوت) سيضطر لترك المباراة |
Nathan bunun için başımın etini yiyecektir. | Open Subtitles | أنا متأكد أن (ناثان) سيقتلني أولاً على أيّ حال |
Ama bence aradığınız sima Nathan olabilir. | Open Subtitles | لكنني أظن أن (ناثان) يمكنه أن يكون هذا الوجه |
Ve bir de, Nathan kimseyi öldürmedi. | Open Subtitles | ثم أن "ناثان" لم يقتل أحد من قبل |
Nathan'ın burada olup olmadığını bile bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف لو أن (ناثان) هنا (ناثان) هنا |
Eminim Nathan seni affetmenin işine yarayacağının farkına varacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أن (ناثان) سيجد طريقة لتخدمه كي يسامحكِ |
Eminim Nathan seni affetmenin işine yarayacağının farkına varacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد أن (ناثان) سيجد طريقة لتخدمه كي يسامحكِ |