Şundan emin olmalıyız ki, bu insanlar hayatta kalmanın yanında, büyümeye de devam ediyorlar. | TED | يجب علينا أن نحرص على هؤلاء الأشخاص ليس لينجوا فقط , بل ليكونوا قادرين على مواصلة الازدهار. |
Bu sefer, bir başlangıç olarak onu benim de gördüğümden emin olmalıyız. | Open Subtitles | لذا هذه المرة، وكبداية، يجب أن نحرص على أن يمكنني رؤيته أنا أيضاً |
Herkesin iyi vakit geçirdiğinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على يكون كل شخص يحظى بوقت ممتع |
Eğer korumamız altındalarsa şundan emin olmamız gerekiyor, özellikle de refakatsiz çocuklar için, ABD'de velileri ya da aile üyelerinden birileri olmadığından | TED | فإذا كانوا في حضانتنا فعلينا أن نحرص على.. في العديد من المرات، نرى أطفالًا بدون رفقة ليس لدينا.. |
Ayrıca, hastanelerdeki bazı hemşirelerle konuştuğumuzda, kullandığımız elektroniğin hastanelerde kullanılan tipik medikal yapıştırıcılarla uyum içinde çalışmasından emin olmamız için bizi uyardılar. | TED | بالإضافة لذلك، وعندما تكلمنا مع بعض الممرضات في المشفى، شجعونا على أن نحرص على أن تعمل معداتنا مع مواد لاصقة طبية نموذجية يتم استخدامها في المشافي. |
- Tamam o zaman seçilenlerden birinin sen olduğunu emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على بأن يتم أختيارك كأحد الموؤدين.. |
Pekâlâ, aynı bölgeyi arayıp durmadığımızdan emin olmalıyız. | Open Subtitles | حسنٌ، علينا أن نحرص على عدم تغطيتنا لنفس المنطقة. |
Devletin kontrole gelme ihtimaline karşı kendimizi sağlama aldığımıza emin olmalıyız. | Open Subtitles | لو جائت الحكومة فعلينا أن نحرص على أن نكون مستعدين |
okula gidebilecekleri, düzgün besin ve sağlık hizmeti alabilecekleri tesislerde olduklarından emin olmalıyız. | TED | لا نعلم لهم ولي أمر أو أحد أفراد عائلتهم في أمريكا.. فعلينا أن نحرص على وجودهم في أماكن تُمكّنِهم من الذهاب للمدارس وتوفر لهم الغذاء الملائم والرعاية الصحية، |
Günümüzde çok fazla bağışıklık sistemi sorunuyla uğraştığımızdan, çiğ gıdaların her öğünümüzün en az %51'ini kapsadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و ﻷننا نتعامل مع الكثير من مشاكل النظام المناعي هذه اﻷيام علينا أن نحرص على احتواء كل وجبة على 51% طعام نيّئ على اﻷقل، |
Evet ama bu yakışıklı kahraman ekran karşısına çıkmadan önce Clark Kent ile ilgili yakışıklı ve kahraman hiçbir şeyin kalmadığına emin olmalıyız. | Open Subtitles | على كل الشاشات بمجدك الأحمر والأزرق... ... يجب أن نحرص على عدم وجود... |
Onu bulduğuna emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نحرص على أنه يعثر عليها. |
Bay Haynam, nükleer çubukların şehre sokulmadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | سيد (هاينام)، نريد أن نحرص على عدم إدخال هذه القضبان النووية إلى المدينة |
Çünkü güvende olduğumuzdan emin olmalıyız. | Open Subtitles | - لأنّنا يجب أن نحرص على سلامتك |