"أن نلتقي" - Translation from Arabic to Turkish

    • buluşalım
        
    • buluşabiliriz
        
    • buluşup
        
    • görüşürüz
        
    • Biz tanışmadan
        
    • Seninle tanışmadan
        
    • buluşmak
        
    • buluşmaya
        
    • takılalım
        
    • buluşuruz
        
    • buluşacaktık
        
    • karşılaşmamız
        
    • Birbirimizi görmenin
        
    Bak ne diyeceğim, saat 16.00'da kütüphanede buluşalım tamam mı? Open Subtitles ما رأيكَ أن نلتقي في المكتبَة في الرابعَة؟
    Eğer istersen, yine buluşabiliriz, bir kere ya da iki kere..? Open Subtitles إن رغبت، يمكننا أن نلتقي ثانية، مرة أو مرتين.. ؟
    Bugün tekrar buluşup bir öğle yemeği yapar mıyız diye merak ediyordum. Open Subtitles كـنت أتسائل ما إذا كـان بإمكاننا أن نلتقي ونتناول الغذاء معاً غذاً
    - Gerçeği söylemek gerekirse seninle görüşürüz diye umuyordum. Open Subtitles لأقل لك الحقيقة كنت آمل إذا يمكننا أن نلتقي
    Biz tanışmadan önce ruhsuz ve acımasız bir kadınla evlenmiştin. Open Subtitles المشاكسة عديمة الروح التي كنتَ متزوج منها قبل أن نلتقي
    Seninle tanışmadan çok önce o sınırları geçmiştik. Open Subtitles نحن نتجاوز الخطوط قبل أن نلتقي بوقت طويل
    Yarın yine burada buluşalım mı? Open Subtitles أيمكننا أن نلتقي غدًا بنفس المكان؟ تمت الترجمة بواسطة دهوري
    Öğlen yemeğinde konuşmak için buluşalım mı? Open Subtitles هل تريدين أن نلتقي لندردش أثناء الغداء ؟
    İşlerin varsa bu öğlen buluşalım Open Subtitles نظرة، إذا كان لديك أشياء للقيام بها، يمكن أن نلتقي بعد ظهر هذا اليوم فقط.
    Dersimden sonra buluşabiliriz. Caddenin karşısında bir kafe var. Open Subtitles يمكننا أن نلتقي بعد محاضرتي ، هناك حانه على الشارع
    Yarın gece orada buluşabiliriz. Ne dersin? Open Subtitles يمكننا أن نلتقي هناك ليلة الغد، ما قولك؟
    Bi saatim var Stanhope da buluşabiliriz Oda servisi var Open Subtitles يمكننا أن نلتقي بالفندق ونحصل على خدمة الغرف
    Sen, ben ve avukatımızın yarın onun avukatında buluşup, ayrıntılı yazmamızı önerdi. Open Subtitles و أقترح أن نلتقي و محامينا في مكتب محاميه غداً لنصيغ ذلك بالتفصيل
    buluşup size verebileceğim bir yer var mı acaba? Open Subtitles هل يوجد مكان يمكننا أن نلتقي بحيث أستطيع تسليمه لها
    Umarım iyisindir. Yakında görüşürüz. Hoşçakal, dostum. Open Subtitles أتمنى أن تكون بخير و أن نلتقي سريعاً , وداعاً
    Biz tanışmadan once satın aldı. Ama taşındıktan sonar beni tapuya koydu. Open Subtitles لقد إشترته قبل أن نلتقي لكنها وضعت إسمي على اللوحة بعد أن إنتقلت للعيش معها
    Seninle tanışmadan önce, hükümet için çalışıyordum. Open Subtitles قبل أن نلتقي كنت أعمل لحساب الحكومة
    Hayır. Sonra, evelsi gün, birden beni aradı ve buluşmak istedi ambulans yolunda. Open Subtitles كلا ، ومن ثمّ البارحة إتّصلت بي من الفراغ ، وأردت أن نلتقي
    O günün sonunda, konuştuk buluşmaya ve kişisel dosyalarımızı paylaşmaya karar verdik. Open Subtitles وفي وقت متأخر من ذلك اليوم تحدثنا معاً. قررنا أن نلتقي ، ومشاركة المعلومات في قضايانا الخاصة.
    Bir ara takılalım. Open Subtitles يجب أن نلتقي لاحقا
    Ya buluşuruz, ya da adam gibi bir şey bulduğunda beni ararsın. Open Subtitles إن كنت تريد أن نلتقي أو لديك شيء هام لتخبرني إيّاه، عاود الاتصال بي
    Hani buluşacaktık? - Boş ver. Open Subtitles أين كنت كان من المفترض أن نلتقي في مخزن النبيذ
    Yani sence bilincimin ölümden dönmesinden hemen sonra ölemeyen bir kadınla karşılaşmamız merak uyandırıcı değil mi? Open Subtitles ألا تعتقده أمراً غريباً أن نلتقي امرأة لا تستطيع الموت في نفس اللحظة التي يعود فيها وعيي كما يبدو من القبر
    Birbirimizi görmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنها فكرة صائبة أن نلتقي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more