Ancak aslında olan, Bu şeylerin varlığı ve bunların bir şekilde bütünleşip, çakışıp, birçok farklı şekilde birbirine bağlanıyor olması. | TED | ولكن ما يحدث هو أن هذه الأشياء تتواجد بشكل تكاملي وبشكل متصل ومتتداخل بطرق عديدة ومختلفة. |
Neden önemli? Chrissy ve benim için, burada önemli olan şeylerden biri Bu şeylerin, vücut bulmuş bilginin önemi ve değerine ışık tutuyor olması. | TED | بالنسبة لكريسي وأنا، أحد الأشياء المهمة هنا أن هذه الأشياء تقترح أهمية وقيمة تجسيد المعرفة. |
Bu şeylerin bana bir nedenle geldiğine inanırdım. | Open Subtitles | أميل إلى تصديق أن هذه الأشياء تأتي إلي لسبب ما |
bu şeyler yaş, cinsiyet ve etnik özellik tanımıyordu. | TED | ويبدو أن هذه الأشياء تتخطى حدود السن والجنس والعرق. |
Bence bu şeyler YZ'yi kavramamıza yardımcı olacak çünkü kavrayabilirsek yönlendirebiliriz. | TED | أعتقد أن هذه الأشياء ستساعدنا في تقبل الذكاء الاصطناعي، لأننا لن نتمكن من توجيهه إلا أن قمنا بتقبله. |
Bu eşyaların çok para ettiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أن هذه الأشياء تساوي الكثير من المال، هذا ما قيل ليّ. |
Bu şeylerin seni izlediğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | ألم تشعرين من قبل أن هذه الأشياء تنظر إليكِ؟ |
Asteroit kuşağı hakkında yaygın yanlış bilgilerden biri de Bu şeylerin oldukça küçük olduğunun düşünülmesidir. | Open Subtitles | إحدى أكثر الأفكار الخاطئة شيوعًا عن حزام الكويكبات أن هذه الأشياء صغيرة للغاية |
Eninde sonunda Bu şeylerin... açlıktan öleceğini düşündük. | Open Subtitles | أعتقاداً أن هذه الأشياء في النهاية ستموت جوعاً |
Bu şeylerin ağaçta yetiştiğini falan mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تظنان أن هذه الأشياء تنبت على فروع الأشجار؟ |
Bu şeylerin işe yarayabileceği kimin aklına gelirdi ki? | Open Subtitles | من عرف أن هذه الأشياء قد تكون لها فائدة؟ |
- Bu şeylerin bu kadar hızlı gittiğini bilmiyordum! | Open Subtitles | كيف سنوقف القطار؟ لم أعلم أبدا أن هذه الأشياء تسير بهذه السرعة - سوف نقتل - |
Bu şeylerin neslinin tükenmiş olması gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن هذه الأشياء انقرضت؟ |
Bill and Ted dışında Bu şeylerin varlığından haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن هذه الأشياء موجودة "خارج "بيل و تيد |
- Bu şeylerin güvenli olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | -أعتقد أن هذه الأشياء آمنة إلى حد ما |
Sence Bu şeylerin hâlâ garantisi var mıdır? | Open Subtitles | -أتعتقد أن هذه الأشياء لازالت مضمونة؟ |
Bu şeylerin bir zayıflığı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه الأشياء لديها نقطة ضعف... |
Eminim bu şeyler kendi kendilerini parçalamamışlardır, değil mi? | Open Subtitles | متأكدة أن هذه الأشياء لم تدمر نفسها ، صحيح؟ |
Sence bu şeyler beslenmeli mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن هذه الأشياء تحتاج لتغذية ؟ |
Umalım ki, bu şeyler, her ne iseler, çok uzağa gitmemiş olsunlar. | Open Subtitles | نأمل أن هذه الأشياء أيا كانت لم تذهب بعيدا |
Şöyle, diyorum ki eşyaların size ait olduğunu kanıtlayabilir misiniz Bayan De Kock? | Open Subtitles | حسناً, ما أقوله هو، كيف يمكننا تحديد أن هذه الأشياء ملكك |
Bayan De Kock, eşyaların müvekkilime ait olmadığını nasıl bilebiliriz? | Open Subtitles | السيدة (دي كوك)، كيف لنا أن نعرف أن هذه الأشياء ليست ملك لموكلتي؟ |