Aslında dans kursuna gitmeyi ya da seyahate çıkmayı tercih ederim ama, olsun. Ama asıI meselenin bu olmadığını anladım. | Open Subtitles | إن الأمر ليس متعلقاً بأخذ دروس في الرقص أو السفر إلى مكان ما و لكنني أدرك أن هذه ليست الفكرة |
Aslında, arzulamış olduğun hayatın bu olmadığını ima ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انه جيد ما أنت تقوله في الحقيقه أن هذه ليست الحياه التي كنت تريدها ، أليس كذلك ؟ |
Kafanda kurduğun şeyin tam olarak bu olmadığını biliyorum ama herhangi bir projeyi onaylatabilmek bile zaferdir. | Open Subtitles | أعلم أن هذه ليست رؤيتك بالضبط. و لكن إقامة أي مشروع يعتبر إنتصاراً. |
Durumun böyle olmadığını bildiğim halde ona karşı çıkamadım. | Open Subtitles | و حتى الأن أعلم أن هذه ليست الحاله لكنى لأ أستطيع تكذيبه |
Ama hepimiz her zaman böyle olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نعرف أن هذه ليست الحال دائما ، تعلمون؟ |
Kızı aşağıda yakaladık, üzgün olduğunu ama bunun onun kavgası olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | الفتاة لدينا بأسفل إنها تعتذر وتقول أن هذه ليست معركتها |
- Onları alma yolunun bu olmadığını çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | -متعلمين جيداً أن هذه ليست الطريقه للحصول عليهم |
Lütfen senin arabanın bu olmadığını söyle. | Open Subtitles | ارجوك اخبرني أن هذه ليست سيارتك |
Bon, lütfen planın bu olmadığını söyle. | Open Subtitles | (بوني)، أخبريني رجاءً أن هذه ليست الخطّة. |
İkimiz de durumun böyle olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | أنا وأنت نعلم أن هذه ليست الحالة. _ |
Senin mutlu son düşüncenin böyle olmadığını biliyorum ve Sam ve benim avcı olmamızdan dolayı hayal kırıklığı yaşadığını anlıyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذه ليست فكرتك عن النهايات السعيدة، حسنًا؟ وأن ظنَّك قد خاب لأنني و(سام) صيادان |
Ama, kalbimdeki her şey, bana bunun iyi bir fikir olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ولكن كل شيء في قلبي يخبرني أن هذه ليست فكرة جيدة |
Midemdeki düğümlenme bunun senin içsel bir düşüncen olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | يخبرني الانقباض المفاجئ بمعدتي أن هذه ليست الحالة التي تتشبه فيها بـ(نيتشه). |