Üstelik her şey yolunda giderse Ruslar onu bulmadan önce değerli bir varlık kazanmış oluruz. | Open Subtitles | وإذا سار كل شيء على ما يرام سنحصل على الجائزة قبل أن يجدها الروسيون |
Üstelik her şey yolunda giderse Ruslar onu bulmadan önce değerli bir varlık kazanmış oluruz. | Open Subtitles | وإذا سار كل شيء على ما يرام سنحصل على الجائزة قبل أن يجدها الروسيون |
Çifte cinayet için tanıksa, katiller onu bulmadan, bulmalıyız. | Open Subtitles | لو أنها شهدت على جريمة قتل مزدوجة، فسيتوجب علينا إيجادها قبل أن يجدها القاتل |
O zaman Fornell'e sorma, onu bulmasını söyle. | Open Subtitles | اذا لا تسأل فورنيل أخبره أن يجدها |
Kraliçeyi aldım ve onu uzaklara götürdüm. götürdüm ki krallıktaki halk onu hiç bulamasın diye. | Open Subtitles | لقد أخذتُ الملكة وحملتُها بعيداً، إلى مكان لا يمكن لشعبها أن يجدها مطلقاً. |
O saatleri bulmalısınız ve bunu düşmandan önce yapmalısınız çünkü o saatler ortaya çıkarsa ve kan dökülmüşse o zaman fırtına geliyordur. | Open Subtitles | عليكم أن تجدوا هذه الساعات وعليكم فعل هذا قبل أن يجدها العدو |
Onunla irtibatta olan adam da öldü, Julio onu bulmadan önce öldürülmüş. | Open Subtitles | والرجل الذي إستخدمها ميت أيضاً ربما قُتل قبل أن يجدها خوليو) بيوم) |
Biz de Turner'ın tuttuğu adamlar onu bulmadan Maggie'yi bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أيجاد (ماجي) قبل أن يجدها قتلة (تورنر) المستأجرون |
Rowan'ın onu bulmasını zorlaştırmak için değiştirmiş. | Open Subtitles | كغالب الأمور كان من الصعب أن يجدها (روان) |
- Jorge'den onu bulmasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من (جورجي) أن يجدها |
O saatleri bulmalısınız ve bunu düşmandan önce yapmalısınız çünkü o saatler ortaya çıkarsa o zaman fırtına geliyordur. | Open Subtitles | عليكم أن تجدوا تلك الساعات قبل أن يجدها العدو لأن هذه الساعات لو ظهرت مجدداً |