"أن يصبح" - Translation from Arabic to Turkish

• olmak
• olmadan
• olabilir
• olmaya
• olmasını
• olur
• olması
• olma
• olmayı
• olamazdı
• olabilirdi
• dönüşebilir
• bir hale
• olacaktı
• olabiliyor

Bazıları seçimlere adaylığını koyuyor ve işin statüsünü yükseltmeye yardımcı oluyorlar, böylece daha fazla öğrenci öğretmen olmak istiyor.
أتعلمون، ترشّح بعضهم للوزارة، ولقد ساعدوا في رفع شأن المهنة وبذلك أراد عدد أكبر من التلاميذ أن يصبح أساتذة.

Herkesin gerçek anlamda ünlü olabildiği bir dünyada, insanlara ünlü olmak yerine yetenekli olmaları adına ilham vermeyi umuyorum.
في عالم، حرفياً يمكن فيه لأي شخص أن يصبح مشهوراً، عوضاً عن ذلك آمل أن ألهم الناس ليكونوا موهوبين.

İdareye bir rapor çıktı ve durum ciddileştiği için çok riskli olmadan önce bunu bir kere daha yapacaklar.
وصل التقرير إلى الإدارة منذ أن أصبحت الحالة خطرة فسيفعلون ذلك مرة أخرى قبل أن يصبح الأمر أكثر خطورة

Çok geç olmadan beni kurtardıkları için onlara minettarım.
انا شاكره انهم قبضوا علي قبل أن يصبح الوضع متاخرا جدا

Böylece bu değiştirilmemiş kapı tokmağı bir hareket sensörü olabilir.
لذلك فهذا المقبض، بدون تعديل، يمكن أن يصبح مستشعر إيماءات.

Sırf bir iç işleri pisliği polis şefi olmaya yaklaştı diye mi?
لأن بعض رجال الشئون الداخلية أصبح قريبا من أن يصبح قائد البوليس

Benim işim herkesin olabildiğince iyi bir yazar olmasını sağlamak.
وظيفتي أن أتأكد أن يصبح الجميع في صفي افضل الكتاب

Sorulması gereken; "Yahudi bir çocuk," "nasıl anti-seminist birisi olur?"
والسؤال هو كيف يمكن لطفل يهودي أن يصبح معاديا للسامية؟

Şehir plânlamacısı olmak istiyor diye bursu geri mi alacaksın?
تحرمه من المنحة لمجرد أنه يريد أن يصبح مخططاً عمرانياً؟

Gelecek James Joyce olmak isteyen bir yazar tarafından yazılmış.
كتب على يد كاتب أراد أن يصبح جيمس جويس التالي,

İdolleri kral olmak üzereydi. Ona tacını da biz takacaktık.
معبودهم كان على وشك أن يصبح ملكا، نحن كنّا سننصّبه

Ölümü sizin elinizden olmadan Cronus'u götürmeliyiz.
يجب أن نغادر الآن قبل أن يصبح موته مسؤوليتكم

Tıp ticaret olmadan önce tek kural hastaya yardımcı olmak için elinden geleni yapmaktı.
أتعلم , قبل أن يصبح الطب مهنة القاعدة الوحيدة كانت خي فعل الأفضل لمساعدة المريض

Ben Zoidberg'ten, o meşhur olmadan önce de nefret ediyordum.
أنا كنت أكره زويدبيرغ قبل أن يصبح رائعاً

Ama getirisi de olabilir.Bu gece yaptıklarınız tam bir Başkana göreydi.
بإمكانه أن يصبح كذلك، سيدي. ما فعلته اليوم كان عملاً رئاسياً.

Willy ne kadar ömrü kaldığını öğrenince bir kız olmaya karar vermiş.
عندما علم ويلي كم بقي له في حياته قرر أن يصبح فتاة

Birkaç uzvunu yitirmesinin ABD senatörü olmasını engellemesine izin vermedi.
نعم,لم يدع كونه مبتور اليد من أن يصبح سيناتور أمريكا

Binaya giriş güvenli olur olmaz hasara ve geride ne kaldığına bakacağız.
بمجرد أن يصبح المبنى آمنا للدخول سنقوم بتقييم الدمار، ونحدد ما تبقى

İrlandalı, Yahudi ve İtalyanların beyaz olması biraz zaman aldı.
لقد استغرق زمنًا قبل أن يصبح الإرلنديون واليهود والإيطاليون بيضًا.

Bir sonraki başkanın bir kadın olma ihtimali çok yüksek ve kızım büyüdükçe, şunu sorabilir: beyaz bir kişi başkan olabilir mi?
هناك احتمال كبير بأن رئيسنا التالي ستكون امرأة، و عندما تكبر، ربما تتساءل، هل بإمكان شاب أبيض أن يصبح الرئيس؟

Büyüyünce astronot olmayı hayal etmeyen bir çocuk tanımadım daha.
لم أقابل يوماً طفلاً لا يريد أن يصبح رائد فضاء

Daha kişisel olamazdı! O köpeği ölü istiyorum!
لا يمكن أن يصبح شخصياً أكثر من هذا أريد قتل هذا الكلب

Ya da sokakları temizlersin. Pek iyi değil ama daha kötüsü de olabilirdi.
.أو تستطيعين كنس الشوارع إنه شيء سيء لكنه من الممكن أن يصبح أسوأ

Bir kıta, kefene dönüşebilir mi?
هل يمكن لمقطع شعري أن يصبح كفنًا دفينًا

İşleri nasıl sizin için daha zevkli bir hale getirebiliriz?
كيف يمكننا عمل الاشياء بشكل مختلف, كيف تتمنون أن يصبح عملكم أكثر إيجابية.

Mezuniyetinden sonra çıraklık yapacak, sonrasında da elektrik yüklenicisi olacaktı.
كان سيقوم بالتدرب بعد التخرج و أن يصبح منظم إلكتروني

Bu dünya bazen senin istemeyeceğin kadar büyük olabiliyor.
هذا العالم يمكن أن يصبح أكبر مما تريده انتَ