Yüzbaşı, ona ağzını açmasını söyledin. Sana karşı mı geliyor? | Open Subtitles | أيها القائد , لقد طلبت منه أن يفتح فمه وهو لم يطيعك؟ |
Ona kapıyı açmasını ve ordan çıkıp onu görebileceğim şekilde durmasını söyle. | Open Subtitles | أخبره أن يفتح ويخرج من هذه الكابينة حيث أستطيع رؤيته |
Yeni bir şişe açmadan önce şarabı kim bitirdi merak ediyorum. | Open Subtitles | أريدُ أن أعرف من أنهى النبيذ دون أن يفتح زجاجةً أخرى. |
Dünyaya 5 kilometre kala paraşütünü açmadan önce durumu buymuş. | Open Subtitles | قبل أن يفتح مظلته خمس كيلومترات فوق الكرة الأرضيّة. |
O tür konuşmaları durdurmanın tek yolu, dar kafalı arkadaşlarımızın gazetelerini açıp şehirdeki en güzel bebeğin resimlerini görmeleri. | Open Subtitles | انت على حق الطريقة الوحيدة لإغلاق هذا الحديث هو أن يفتح أصدقائنا الجرائد ويشاهدوا صورة أجمل طفل فى المدينة |
Torpide tüp kapılarını açmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | أيها القبطان, أجسام معدنية حادة عابرة قد يحاول أن يفتح أبواب أنابيب الطوربيد |
Tiyatronun etrafındaki her bir parça bağımsız olarak açılabilir. | TED | أي جزء حول المسرح في الواقع يمكن أن يفتح على حدة |
Ayak işleri için, toz alınacak, temizlik yapılacak, dükkan açılıp kapanacak, raflara tırmanılacak. | Open Subtitles | رجل توصيل رجل متعدد الحرف ، رجل أسهم شخص يستطيع أن يفتح المحل في الصباح ويغلقه في الليل |
Bunu her kim yapıyorsa, bana yakın olan insanlar konusunda gözlerimi açıyor. | Open Subtitles | انظر، أيًا كان الفاعل فهو يحاول أن يفتح عينيّ على الأقربين إليّ. |
İsrailli Japona, gözlerini açmasını söylemiş ama Japon demiş ki, "Gözlerimi kısmıyorum ki, seni salak Yahudi. | Open Subtitles | طلب إسرائيلى من يابانى أن يفتح عينيه ولكن اليابانى يقول: لست مصابا بالحَوَل أيها اليهودى المجنون |
İsrailli Japona, gözlerini açmasını söylemiş ama Japon demiş ki, "Gözlerimi kısmıyorum ki, seni salak Yahudi. | Open Subtitles | طلب إسرائيلي من ياباني أن يفتح عينيه ولكن الياباني يقول لست مصابا بالحول أيها اليهودي المجنون |
Kâhyaya evi açmasını ve özürlü çocukla ilgilenmesini söyledi. | Open Subtitles | أخبر المراقب و طلب منه أن يفتح المنزل ليعتني بالولد المعاق |
Lobide kapıyı benim için açmasını beklerken, o da orada durmuş, kahrolası hava hakkında konuşup duruyordu. | Open Subtitles | كنت بالرواق ، منتظرة أن يفتح الباب لي هو ظلّ واقفًا هناك ، يتحدث حول الطقس |
Güvenlik önlemi. Bizi öldürebileceğini fark etmeden birinin kapıyı erken açmasını önlemek için. | Open Subtitles | إجراءات أمنية لمنع أحد أن يفتح الباب دون أن يعرف أنه سيقتلنا |
Daha gözlerini açmadan babası ölmüştü. | Open Subtitles | قبل حتى أن يفتح عيناه كان والده بالفعل قد تُوفي. |
Umarım kapıyı açmadan önce ellerini yıkar. | Open Subtitles | آمل أن يغسل يديه قبل أن يفتح الباب |
Mark hediyelerini açmadan önce bir sürprizim var. | Open Subtitles | قبل أن يفتح مارك هداياه لدى مفاجأه لكم... |
İyi gitmedi. Green'in defterleri açıp... parayı nereden bulduğunu göstermesi gerekiyor. | Open Subtitles | الحكم لم يكن في مصلحتنا,جرين يجب أن يفتح الدفاتر |
- Peki ya anahtar? Posta gelince açıp alması için. | Open Subtitles | الذي يستلم البريد يمكن أن يفتح الصندوق ويأخذه |
Tanrım. Birilerinin pencereleri açıp burayı havalandırması gerek. | Open Subtitles | تباُ.أعتقد أن على شخصاً ما أن يفتح النافذة |
Demek Vampirlerin Efendisi Cehennem Ağzı'nı açmaya çalıştı ama arada sıkıştı. | Open Subtitles | إذاً ، السيّد حاول أن يفتح فوّهة الجحيم .. ولكنه علق بالداخل |
Ve kendimi Şüphe Kalesi'ndeki herhangi bir kapıyı açmaya ikna edeceğim. | Open Subtitles | وأنا على يقين، بوسعه أن يفتح أيّ قفل في قلعة "الشك". |
Özel düzenek var. Bir kere kapandı mı, sadece dışarıdan açılabilir. | Open Subtitles | تم تجهيزه بشكل خاص ، عندما يتم غلقه يمكن فقط أن يفتح من الخارج |
Bodrum katına giriş kapısı ancak şifreyle açılabilir. | Open Subtitles | .. ويوجد باب واحد لكى تدخل إلى القبو والذى يمكن أن يفتح بواسطة كلمة المرور |
Eğer tavan açılıp boruların tamir edilmesi gerekiyorsa bunu o yapabilir. | Open Subtitles | لو أراد أن يفتح السقف و يصلح الأنبوب ، يستطيع فعل ذلك |
Peki, öyleyse kapıyı açıyor ve bir şekilde içeri giriyor. | Open Subtitles | حسناً، إذاً كان سيكون عليه أن يفتح هذا الباب ويدخل بطريقة ما. |